BÖLÜM 13: EL FENERİ

2.3K 185 61
                                    

Bölüm Şarkısı: Can Ozan - Sen Kocaman Çöllerde (ft. Sedef Sebüktekin)

"Korktun mu?"

Sanırım beş ya da altı yaşlarındaydım, babam beni odamda el feneriyle yakaladığında. Kapı eşiğinde bir bana bir de elimdeki el fenerine bakıyordu. Biraz şaşkındı. Biraz da gözleri kısılmış...

"Evet," diye fısıldadım. O zaman gülümseyerek yanıma gelmiş ve yatağıma uzanmıştı. Bir kolunu bana sardığı için ben de kafamı onun göğsünün üzerine yaslayarak uzanmıştım.

"Peki seni korkutan şey ne küçük hanım?"

"Karanlık."

"Başka?"

"Ve yalnızlık."

"Karanlıkta, yalnızlıkta; bizim yarattığımız bir şey... Tamam, şimdi seni birazcık korkutuyor olabilir ama emin ol o sessizliği özlediğin zamanlar da olacak Mısra."

"Baba..." Kafamı kaldırıp babama baktığımda, çok geçmeden tavanda gezen gözleri benimkileri bulmuştu. İşte o zaman çatık kaşlarımı görebilmişti. "Ben ikisinden de nefret ediyorum!"

Güldü. Ardından bana sarılan kolunun baskınlığını arttırdı. Enseme dokunan eli hafif bir baskınlık yapınca alnım onun dudaklarının üzerine düşmüştü. Nazikçe öptü alnımı. Daha sonra eğilip kendi alnıyla benim alnımı buluşturmuştu.

"El fenerin nerde?"

Elimdeki el fenerini çıkararak ona gösterdim. O da parmaklarını el fenerine sarınca hemen altında kalan elim daha da küçülmüştü. "Onu söndürelim mi?"

"Hayır!"

"Ama ben yanındayım."

"Olsun," deyip suratımı asarak omuz silktim.

"Söz veriyorum, ben yanında olduğum sürece korkuların seni asla yenemeyecek."

"Yani benimle mi yatacaksın?"

Bu sorumdan sonra babam gülmeye başlamıştı. Fakat bir yandan da bana kafasını sallıyordu. "Evet, küçük hanım, bu gece seninle yatacağım."

"Ama bunu anneme söyleme."

"Neden?"

"Çünkü yalnız yatmayı öğrenirsem bana yüzen ördek alacak."

"Yüzen ördek mi?" diye sorarken yüzündeki gülümsemesi biraz daha büyümüştü. Kafamı salladım.

"Mısra..." Birkaç saniyelik sessizliğimizden sonra gözlerini hafifçe kısmıştı. "Hadi şu karanlığı haklayalım!"

Elimin üzerinde hareketlenen parmaklarını hissedince panikle kafamı çevirmiş ve el fenerine bakmıştım. Yüzüme dökülen saçlarımın ardından alt dudağımı dişleyerek babamın ışığı söndürmesini bekledim. Fakat o da benim söndürmemi beklemişti. Birlikte el fenerini söndürdük. Odanın içindeki karanlık hızlı bir şekilde üzerimize binmişti. Ürperdim. En çokta babamın elini gevşettiği için avuçlarımızın arasından kayıp yere düşen el fenerinin zeminde çıkardığı sese irkilmiştim.

12 GECE | OGÜN ENESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin