10. Bölüm

1.6K 170 18
                                    


Efruz ile Ömer eğlenceli bir akşamdan sonra son olarak Üsküdar sahiline gitmişlerdi.

Efruz kırk yıl düşünse Ömer'in bu kadar kafa dengi biri olduğunu anlayamazdı.

Asla duruşundan ödün vermiyordu. Hemde baya dik duruşluydu. Tekerli sandalyede olması bunu değiştirmiyordu. Ama bir yandan da bazı kelimeler kuruyor ve insanı gülümsetiyordu.

"Galiba Üsküdar'ı sevmeye başladım."

"Bence de sevmelisin. Sessiz, sakin ve huzur dolu."

"Katılıyorum. Bu kadar stresin içinde iyi geliyor."

"Tabi senin büyük bahçeleri olan saray yavrularının yanına buranın huzuru az gelebilir."

Ömer gülümseyip Efruz'a baktı. Derin bir nefes alıp "Uzun zamandır bu kadar güzel bir akşam geçirmemiştim." dedi.

Efruz bakışlarını ayağına çevirip gülümseyerek "Dışarıyı çıkmayı denemediğindendir." dediğinde Ömer karşı çıkıp "Hayır. Bu kadar güzel biriyle dışarı çıkmadığımdan." dedi.

Efruz kafasını kaldırıp Ömer'e baktığında oda gülümseyerek ona bakıyordu.

O sırada Efruz'un telefonu çalmaya başladığında irkilip çantasını açtı.

"Kusura bakma."

Telefonu bulduğunda ekrana baktı.

NİL.

Telefonu açıp kulağına götürüyordu ki götürmesine bile gerek kalmadan Nil'in bağırtısı kulağının dibinde yankılandı.

"Saatten haberin var mı Efruz?!"

"Tamam Nil." dedikten sonra Ömer'e kısa bir bakış attı.

"Abartma. Sahildeyim zaten. Geliyorum."

"Hemen burada oluyorsun yoksa ararım Hüsna Teyzeyi."

"Tamam be. Geliyorum."

Efruz telefonu kapatıp çantasına koyduktan sonra Ömer'e baktı.

"Bir sorun mu var?"

"Ha? Yok yok. Kızlar yatacaklarmışta, ne zaman gelirsin diye soruyorlardı?"

"Arkadaşlarınla beraber mi kalıyorsun?"

"Yani. Sayılır. Çoğunlukla bendeler ama arada gidiyorlar."

"Güzelmiş."

"Sen yalnız mı kalıyorsun?"

"Yani. Evdeki yardımcılar, bekçiler falan sayılmazsa evet."

"Vay be. Hizmetliler ha?"

"Yani."

Arabaya geri döndüklerinde araba sahilin üst tarafına ilerleyip hemen durdu.

Efruz iyi geceler diyip iniyordu ki Ömer'in adını seslenmesiyle durup ona baktı.

Ömer arabanın kenarına eğilip bir şey aldıktan sonra elindeki paketi Efruz'a uzattı.

"Ufak bir hediye. Ama evde aç."

"Ben... Ben bir şey almadım ama."

"Dedim ya. Hediye işte. İllaki seninde almanı gerektirecek bir şey değil."

"Peki. Teşekkürler. Ve tekrardan iyi akşamlar."

"Sana da."

Efruz eve girip kapıyı kapattıktan sonra ayakkabılarını çıkarıp derin bir nefes aldıktan sonra arkasını dönmesiyle bağırması bir oldu.

40. SENFONİWhere stories live. Discover now