20. Bölüm

1.1K 124 8
                                    


Efruz uyandığında yatağın yanındaki çekmecenin üstünde duran saate baktı. Başta etrafı algılamakta sorun çeksede beyni tam olarak oturduğunda saate tekrar baktı.

13.00!

Bu bir şaka olmalıydı!

Efruz ayağa fırlayıp yukarı katlanmış eteğini düzeltti. Ancak aynada gördüğü yüz ona ait değildi. Makyajı tamamen akmıştı.

Önce dağınık yatağa baktı. Hızla topladı. Daha sonra odadaki banyoya girip elini yüzünü yıkadıktan sonra kenardaki tarağa göz attı.

Yapacak bir şey yoktu.

Tarağı alıp saçını taradıktan sonra biraz ıslatıp şekilsizliğini düzeltmeye çalıştı.

Odaya geri dönüp yatağın içinde saçından çıkmış olan tel tokalarla biraz daha düzenli hale getirdi saçlarını.

Daha sonra dolabın aynalı kapağından kendine baktı. O sıra gözü dolaba takıldı. Daha sonra odayı incelemeye başladı.

Dün bir çılgınlık edip Ömer'in yanına gelmişti ve hüngür hüngür ağlamıştı.

Tamam. Sakin.

Odasındaydı ve dün akşam onu öpmüş olmasıda saçma sapan heyecan yapmasını gerektiremezdi.

Şirketi en istemediği kişinin ellerindeydi. Buraya odaklanabilirdi. Böylelikle heyecanını bastıracak bir duygu bulabildi.

Tekrar odayı incelemeye koyuldu.

Odaya gri tonları hakimdi.

Herşey yerine çok uygun bir şekilde düzenlenmişti ve oldukça temiz bir odaydı. Bir erkeğe göre. Elbet kendisi yapmıyordu ama en azından temizlettiriyordu.

Efruz'un 20 yaşında bir erkek kardeşi vardı ve kendisi odasını toplamadığı yetmiyormuş gibi annesininde odayı toplamasına izin vermiyordu.

Bu yüzden bu oda ona gayet düzgün gelmişti. Kısacık bir an kapıya dikkat kesildi. Gelen giden yok gibiydi.

Son kontrolleri yaptıktan sonra dolabın kapağını yavaşça kaydırıp açtı. Askılıktaki sıra sıra dizilmiş gömleklere baktı.

Daha sonra en baştaki çekmeceyi açtığında karşında sıralı bir şekilde duran kravatlar vardı.

"Yok artık!" dedi Efruz.

Efruz bile bu adamdan daha dağınıktı. Üst üste katlanmış duran kıyafetlerin arasından birini alırken elbet o minik kule devriliyordu.

Ama burada katlanmış bir şey yoktu o ayrı.

Ama yinede fazla düzenliydi. Sanki hiç kullanılmamış gibiydi. Ama bu takımlardan birini Ömer'in üzerinde gördüğüne yemin edebilirdi.

Dolabı kapatıp kapının yanındaki komodine baktı. Üzerinde bir resim vardı. Efruz yaklaşıp resmi eline aldıktan sonra biraz inceledi.

Bu Ömer olmalıydı. Üzerinde basketbol forması vardı. Kolunun altında da basketbol topu. Diğer yanında da Ömer'i andıran bir kadın vardı.

Annesi olmalıydı. İkisininde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Efruz fotoğrafa uzun uzun baktı.

Ömer eskiden basketbol oynuyordu demek ki.

Aşağıdan odaya ulaşan ses ile Efruz telaşla elindeki çerçeveyi yerine yerleştirdi. Daha sonra boğazını temizledi ve üzerini düzenleyip odadan çıktı ve aşağıya indi.

Sesler mutfaktan geliyordu.

Salona geldikten sonra etrafa baktı. Sonra mutfağa doğru kafasını uzatıp "Günaydın?" dedi.

40. SENFONİWhere stories live. Discover now