40. SENFONİ

24. Bölüm

Ömer salonda Deniz ile otururken birden evin kapısı çarptı. Deniz "Kim geldi?" dediğinde Ömer ilgisiz bir şekilde "Babamdır." dedi.

O sırada babası "Yeliz!" diye evin içinde bağırmaya başladığında Ömer kafasını çevirip babasına baktı. Babası önce Ömer'e yüzünü buruşturarak baktı. Deniz'i gördüğünde ise ifadesini toparlayıp "Annen nerede?" dedi.

Ömer gözlerini kısarak "Odasında." dediğinde bir şey demeden salondan ayrıldı. Zaten o an Ömer'in içine bir kurt düşmüştü.

"Deniz. Benim biraz işim varda. Seni şimdi Hilmi Abi eve bıraksa sorun olur mu?"

Deniz gülümsedi.

"Ne sorunu olacak? Zaten babanda biraz sinirli gibiydi."

Deniz ayağa kalktığında Ömer'de ayağa kalktı ve birbirlerine sarıldılar. Ömer geri çekilip "Seni ararım." dedikten sonra Deniz'e kapıya kadar eşlik etti.

Deniz kapıdan çıkmak üzereydiki durup Ömer'e baktı.

"Bir sorun çıkmaz değil mi?" dedi babasını kastederek.

Ömer omuzlarını düşürüp derin bir nefes aldı.

"Sorun çıkmaması için halledeceğim."

"Tamam. Ama bana haber ver. Endişeleniyorum sonra."

Ömer gülümsedi.

"Tamam. Arıcam söz."

Deniz gülümsedi ve arabaya ilerledi. Ömer bir elini cebine soktuktan sonra "Seni seviyorum." dedi. Deniz arabaya binerken "Bende seni." dedi.

Araba villadan çıkıp uzaklaştığında Ömer derin bir nefes aldı ve evin içine baktı. 19 yaşında bir gencin üzerinde bundan daha ağır bir yük daha olamazdı herhalde.

Babası ünlü bir iş adamıydı.

Ekrem Şanzade.

Şanzade Holding'in büyük patronu. Dedeside zengindi. Ekrem Şanzade tek çocuk olduğu için miras konusunda fazla zorlanmamıştı. Ama annesi için aynısı söylenemezdi.

Annesi Aylin Şanzade.

Annesinin ailesi zengin değildi. Dedesinin eski dostunun bir kızıydı. Ekrem Şanzade belli bir yaşa geldiğinde ise dedesi annesini oğluna istemişti.

Tabi o sıralar babası başkasına aşık. Ancak dedesi zorluyor. İllaki bu kızla evlenirsin ya da benim evladım değilsin. Tabi bu büyük Rahmet Şanzade. Rest çekilir mi? Çekilmez.

Böylelikle babası aşkını kenara atıp annesiyle evleniyor. Ama aşk acısını bir kenara bırakmıyor. Böylelikle annesinin çileli yılları başlıyor. Babasının annesine yaptığı her türlü pislik dönemi başlıyor. En büyük pisliğin meyveside Ömer oluyor.

Öyle bir aşk meyvesi değil bu. Çok daha kötüsü.

Annesine şiddet uyguluyor babası. Annesi ayrılmak isteyincede Ekrem Şanzade Rahmet Şanzade korkusu ile annesini engelliyor. Sonrada Ömer doğuyor. Ömer doğduktan sonra tam bir rahatlama dönemi derken Ömer 12 yaşlarına gelince Ekrem Şanzade'nin eski aşkı tekrar gün yüzüne çıkıyor ve eski olaylar tekrar patlak veriyor.

Ve o zamandır devam ediyordu bu olaylar.

Ömer kapıyı kapatıp içeri girdiğinde sessizce içeriyi dinlemeye başladı. Sesler gittikçe yükseliyordu. Sesleri duyanlardan bazılarıda evdeki çalışanlardan Hamiyet Abla ile Ferhat Abi'ydi.

Ferhat Abi Ömer'in yanına gelip "Ömer. Oğlum babanın sesi yine yükseliyor. Yine şikayet edecekler. Polisle uğraşacaz. Ben gidip uyarayım mı?" dediğinde Ömer elini kaldırdı.