16. Bölüm

1.3K 148 12
                                    


Efruz eve geldiğinde kapıda karşılaştığı Hamza ile arabasının kapısını hızla çarpıp yanına gitti.

"Senin burada ne işin var?"

"Seninle konuşmak için geldim."

"Benim seninle konuşacak bir şeyim yok!"

Aslında vardı. Hemde 'çok' özel bir konuydu. Ama Hamza'nın yüzünü bile görmek canını yakıyordu.

Hamza Efruz'a doğru bir adım attı.

"Ne zaman bana pozitif bir şekilde yaklaşacaksın?"

"Asla."

"Büyük konuşma."

"Ne demek istiyorsun? Bu lafımın arkasında duramam mı?"

"Eminim ki durarsın ancak beni anlamalısın."

"Hamza. Hiçbir şekilde haklı değilsin. Gelip kendini acındırma bana."

Hamza tekrardan Efruz'a doğru bir adım atmıştı ki yan taraflarından gelen "Efruz!" sesiyle ikiside seslenen kişiye döndü.

Efruz şaşkınca karşısına bakarken "Baba!" dedi. Hamza kaşlarını çatıp bir adama bir de Efruz'a baktı.

Efruz'un babası Kâsım hızla Efruz'un yanına gelip sarıldığında Efruz'da babasına sarıldı. Sonra ise babasının arkasındaki annesi Hüsna'ya.

"Sizin burada ne işiniz var? Ben gelicektim."

Babası kaşlarını çattı.

"Gelirsin tabi. Kaza geçirdiğini bile söylemeyen kız yanımıza ne zaman gelir kim bilir?"

"Siz? Kim söyledi?"

Hüsna Hanım ofladı.

"Nil Kızım söyledi. Kim olacak? Ben bunları başkalarından mı öğrenecektim?! Zaten Ömer oğlum ile ziyarete geliriz demiştin ona da gelmediniz!"

O sırada Kâsım Bey'in gözü yanlarındaki uzun boylu, takım elbiseli adama kaydı.

"Bu kim?"

Efruz Hamza'ya bakıp boğazını temizledi.

"Iıı. Şey. Şirket ile ilgili konuşmak için tanışmıştık. Arabistanda. Şimdi de şirket hakkında konuşmak için gelmiş."

Efruz tedirgince Hamza'ya baktı.

"Hamza Bey. Babam Kâsım."

Sonra babasına döndü.

"Baba. Hamza Bey."

Efruz gergin bir şekilde ikiliye baktı.

Eski kocası ile babası karşı karşıyaydı!

İkili tokalaştığında Hamza "Tanıştığıma memnun oldum." deyince Kâsım Bey arapça olarak "Bende memnun oldum." dedi.

Efruz şaşkınca babasına baktı.

Babası gülüp göz kırptı.

"Bizim orada Suriyeliler var ya. Kaptım ben de bir şeyler."

Efruz güldü.

"Siz geçin eve. Bende Hamza Bey ile konuşup geliyorum."

Kâsım Bey Hüsna Hanım'ı önüne alıp "Hızlı olun." dedi uyarıcı bir sesle. Sonra kapıyı tıklayıp içeriye girdiklerinde Efruz Hamza'ya döndü.

Hamza kaşlarını çatarak ona bakıyordu.

"Ömer kim?"

"Ha?"

40. SENFONİDär berättelser lever. Upptäck nu