11. Bölüm

1.5K 154 23
                                    


Neşe öğle arası için şirketten çıkıp kenardaki pastaneye uğradı. Öğle arasında yemekhane yerine şimdilik pastaneden geçiniyordu.

Tam olarak yerleştiği zaman yemekhaneyede kaydolurdu büyük ihtimal. Ama şimdilik buralardaydı.

Açmasının paketlenmesini beklerken arkasından gelen o aşina olduğu ses "Fevzi abi. Bana bir kıymalı pide paketlesene." dediğinde olduğu yerde kaldı.

Ne çekip gidebiliyordu ne de ona bakabiliyordu. Bir süre bir sessizlik oldu.

O sessizliği bozan ise Özgür'dü.

"Neşe?"

Neşe bir kaç saniye durdu. Sonra yutkunup alnına düşen saçını düzeltti ve arkasını döndü.

"Merhaba Özgür."

Özgür bir süre Neşe'yi inceledi. Sonra saçlarını karıştırıp "İyi. Ne olsun?" dedi.

"Uzun zamandır görüşemedik."

"Aynen. Bende Efruz'un şirketinde işe başladım."

"Aa öyle mi? Efruz'u gördüm de bana bahsetmedi. Hayırlı olsun."

"Daha yeni yeni zaten. Sağolasın."

"Eeee. Şey. Gel istersen bir şeyler içelim."

"Yok sağol. Bende yiyecekleri alıp şirkete dönücektim."

"Zamanın yok mu?"

"Şey yani..."

"Neşe. Lütfen."

"Pekala. Oturalım."

Bir masaya geçtiğimizde Özgür iki çay söyledi. Sonrada eliyle gözlerini ovuşturdu. Fazla yorgun gözüküyordu.

Neşe tedirgin bir şekilde "Sen iyi misin?" dediğinde Özgür geriye yaslandı.

"İyiyim iyiyim."

"Yorgun gözüküyorsun."

"Bildiğin mevzular. Sabah akşam koşuşturuyoruz."

"Bu aralar ortalar biraz karışık."

"Evet. Bizde o karışıklığı durdurmaya çalışıyoruz işte."

Bir süre bir sessizlik oldu. O sırada çaylarında gelmesiyle sessizlik daha da uzun sürdü.

Özgür en sonunda "Neşe. Böyle mi olacağız gerçekten?" dediğinde derin bir nefes aldım.

"Nasıl olabiliriz Özgür? Başka türlüde olmuyoruz."

"Nasıl olmuyoruz Neşe? Biz iyiydik. Sırf bir süre işlerim yoğun diye ayrıldın benden. Ben bir polisim. Benim işim bu. Ve sen beni böyle sevmedin mi? Ne oldu da vazgeçtin birden?"

"Çünkü sen şuan bana yaptığın açıklamayı yapacak kadar bile konuşmuyordun benimle. Her şeyi erteliyordun Özgür. Ben ailemden gizli iş yapamam dedim. Ama sen buna rağmen işleri uzattıkca uzattın. Sadece bir açıklama bekledim. Ama onu bile yapmadın. O yüzden ben artık uğraşmayacağım."

"Uğraşmaya değmez yani?"

"Sen hiç uğraştın mı ki?"

Özgür sessiz kaldı. Neşe ise sinirinden dolayı yükselen sesinin farkına varıp boğazını temizledi.

"Ben üzgünüm. Bağırmak istememiştim. Ama durum bu Özgür. Daha fazla da birbirimizi kırmaya gerek yok."

Neşe ayağa kalkıp hesabı ödedikten sonra son kez Özgür'e bakıp pastaneden çıktı. 

40. SENFONİWhere stories live. Discover now