19.Bölüm

1.2K 134 14
                                    


Efruz artık bazı şeyleri algılayamıyordu.

Herşey allak bullaktı.

Üst üste gelen olaylar yormuştu Efruz'u. Şimdi ne yaptığı konusunda en ufak bir fikri yoktu. Belki hata yapıyordu ama emin olmalıydı. Yoksa delirecekti.

Arabanın içinde sessiz ve karanlık sokağı izledi. Yağmur damlaları eski sokak taşlarını yavaş yavaş ıslatıyordu.

Efruz üzerindeki hırkaya iyice sarıldı.

O sırada evin kapısı açıldı. Efruz yavaşça öne eğilip dikkatlice kapıya baktı.

Ayrı değillerdi. Peş peşe çıkmışlardı.

Birlikte sokağı çıktıklarında Efruz'da arabanın farlarını yakmadan peşlerinden ilerledi.

Sokağın ucunda durdu ve gittikleri yöne baktı.

Mahallenin aşağısında biraz bekleyip bir dolmuşa bindiklerinde Efruz'da arabayla dolmuşu takip etmeye başladı.

Bir süre sonra otoban kenarı bir yerde indiler. Otobanın kenarından yukarı çıkan bir yere girdiklerinde Efruz kaşlarını çattı.

Etrafa bakıp arabayla yola girdi.

Yolun sonuna çıktığında bir fabrika ile karşı karşıyaydı. Kızlar fabrikanın kapısını yavaşça açıp içeriye girdiğinde Efruz'da sessizce arabadan indi. Kapşonunun şapkasını kapatıp peşlerinden ilerledi.

Aralık kapının arasından yavaşça içeriye süzüldü. Karanlık alana baktı. Kızlar yoktu.

Bir adım daha atıyordu ki başına temas eden sert cisimle olduğu yerde kaldı.

"Kimsin?" sesi geldiğinde Efruz şaşkınca arkasına baktı.

"Özgür!"

"Efruz!"

O sırada fabrikanın ışıkları tek tek yandı.

Birden açılan ışıklar Efruz'un gözünü aldığından bir süre gözlerini kapatıp açtı. Sonra ise Özgür'ün arkasındaki kızları gördü.

Kaşlarını çattı.

Tam bir şey diyordu ki Özgür'ün "Bu da ne?" demesi ile kafasını çevirip fabrikanın tam ortasındaki arabaya baktı.

Ve yine. O arabaydı.

Tek fark bu sefer arabanın üstünde bir ceset vardı.

. . .


"Buna devam edemezsin! Bu böyle devam ederse yakalanacaksın! İstediklerini, yardım etmek istediğin kişileri düşün! Bunlar olmadan hapisi boylamak mı istiyorsun!"

Arkasına baktı.

Karşısındaki adama alaylı bir şekilde güldü.

"Peki onlar ne zaman duracak? Onlar durmadığı sürece bende durmayacağım. Daha da nefret dolacağım. O güvendikleri yaşamlarını tek tek alacağım. Bu özgürlüğümün elimden alınmasına neden olsa da asla durmayacağım."

"Eğer sen hapse girersen kim alacak intikamları? Hiç bunu düşündün mü?"

"O zaman yakalanmayacağız. Bunu sağlayan sen olacaksın. Yakalanmayacağız. Yakalanmayacağız ki bize inananlar korkmadan sokaklara adım atabilsin!"

Elindeki kalemi yerine yerleştirdi.
Gümüş rengindeki kalem ışığın altında gökkuşağı renklerinde parlıyordu.

40. SENFONİWhere stories live. Discover now