[6]

1.2K 99 5
                                    

"Artık sigara içmiyor musun?" diye sordum ortam sessizleşince

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Artık sigara içmiyor musun?" diye sordum ortam sessizleşince. Tek kaşını havaya kaldırarak "Sana sigarayı bıraktığımı düşündüren şey nedir?" dediğinde omuz silktim: "Seni uzun zamandır sigara içerken görmedim."

Nefesini dışarı seslice verirken sırıttı: "Sanki aylardır birbirimizi tanıyoruz. 4 gün oldu. Pazartesi tanıştık ve bugün perşembe Yuju."

Bir şey demeden yola baktığımda öksürdü: "Seni kırmak istememiştim. Kusura bakma."

Kırılmamıştım. Sadece, haklı olduğu için verecek cevap bulamadığımdan yola bakmıştım. Bunları düşünürken tekrar cevap vermediğimi fark ettim. Jungkook yere baktı: "Sadece senin yanındayken sigara içmemeye karar verdim. O yüzden görmüyorsun."

Kaşlarım havalandı: "Benim yüzümden mi sigara içmiyorsun?" Yerdeki bakışlarını benimle buluşturup "Ben hâlâ sigara içiyorum Yuju. Sadece seninleyken içmiyorum."

Dudaklarımı bıkkın bir ifadeyle büzdüm: "Demek istediğim şey; benim yanımdayken, benim yüzümden mi sigara içmiyorsun?"

Kafasını aşağı yukarı salladı: "Başka kimin yüzünden olabilir ki?"

Seslice nefesimi dışarı verdim: "Sen de bütün kelimelerime tek tek takılıyorsun."

Şemsiyeyi uzun süredir elinde tuttuğunu fark ettiğimde elimi uzattım ve "Ver biraz da ben tutayım." dedim. Şemsiyeyi tuttuğumda, almama izin vermedi. Hafifçe çektim, daha da sıkı tuttu. O sırada otobüs geldi. Şemsiyeyi çekiştirmeyi bırakıp otobüse bindiğimde arkamdan gelmesini beklediğim Jungkook'a baktım. Olduğu yerde öylece duruyordu. Otobüsü beklemiyor muydu?

Boş koltuklardan birine oturup yere bakan Jungkook'a baktım. Otobüs kalkmak üzere kapılarını kapattığında koşarak kapıya geldi. Şoför tekrar kapıları açtı, Jungkook içeri girip yanıma oturdu. Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.

"Bir an binip binmemek arasında kaldım da... Kusura bakma." dediğinde kafamı sağa sola salladım: "Benim için sorun değil de şoför sana biraz sinirlendi."

Kıkırdarken tavşan dişlerini bana sundu. Ne kadar da sevimli bir gülüşü vardı.

"Benimleyken sigara içebilirsin Jungkook, rahatsız olmuyorum." dediğimde bana inandığını belli edercesine baktı. Omuz silktim: "Dumanı yüzüme yüzüme üflemediğin sürece sıkıntı yok."

Bir süre sessizce yolu izledik. Arada bir camın yansımasından Jungkook'la göz göze geliyor, heyecanlamama sebep oluyordu. En sonunda Jungkook gülümseyerek: "Hadi kendimiz hakkında gerçekleri söyleyelim." dedi.

Kaşlarımı kaldırdım: "Ne gibi?"

Eliyle kendini gösterdi: "Ben başlıyorum. Bazen durduk yere koşuyorum, çünkü içimden geliyor."

Kıkırdadım: "Şarkı söylemeyi çok seviyorum ana sesim çok korkunç."

Gülümsemeye devam ederek elini ağzıma götürdü: "O zaman ben hariç hiç kimsenin yanında şarkı söyleme." Kaşlarımı çattığımda omuz silkti: "Sesinin nasıl olduğu umrumda değil, sevdiğin şeyi yaptığın sürece sorun yok."

Önünde hafifçe eğildim: "Felsefi yorumun içim teşekkürler."

Eğdiğim kafamı eliyle kaldırıp ciddi bir şekilde bana baktı: "Olayı şakaya vurma. Ciddiyim. Sırf insanlar sevmiyor diye sevdiğin şeyden sakın vazgeçeyim deme. Eğer yapmayı seviyorsan, sadece yap."

Ne cevap vereceğimi bilemedim: "Sıra sende."

Gözleriyle okul üniformama baktı: "Okula gitmiyorum."

Şaşkınlıkla ona baktığımda omuz silkti: "Geçen seneye kadar gidiyordum. Annem öldü, babam kendini içkiye verdi. Artık çalışmıyor ve sadece emekli maaşı alıyor. Bu maaş da sadece kiraya ve yemeğe yettiğinden, kendi ihtiyaçlarımı karşılayabilmek için okula gitmek yerine çalışıyorum."

Hayat, çok dengesizdi. Kimi insanı parada, kimi insanı ilgide boğarken kimi insana ise bir gram vermezdi. Herkesin annesi, herkesin babası yoktu. Herkesin ebeveynleri uzun ve sağlıklı yaşamıyordu. Tıpkı ben ve Jungkook'un ailesi gibi. Her ne kadar ona söylemesem de onun annesi, benim ise babam ölmüştü. Acısını anlayabiliyordum.

"Başka bir yolu yok mu?" dedim çekinerek. Bana anlamadığını belli eden bir ifadeyle baktığında "Okula gitmeyip çalışmaktan başka bir yolu yok mu?" diye açıkladım. Burukça gülümsedi: "Belki babamın bana bakmadığı hakkında devlete şikayetçi olursam beni alırlar ve koruyucu bir aileye verirler."

"Zaten babam gerçek babam değil. Babam annemden de önce ölmüştü. Annem ikinci evliliğini bana bakmayan bu yaşlı adamla yaptı." dediğinde gözlerim dolacak gibi oldu, kendimi tuttum.

"Okuldan sonra çalışabileceğim yarı zamanlı bir iş bulsan?" dediğimde gözlerini kapattı: "Denedim Yuju. Ama hiçbir yer bulamadım."

Nephente[s] • JJKWhere stories live. Discover now