[30]

1.4K 76 18
                                    

"Yuju, bugün okulun yok mu kızım?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Yuju, bugün okulun yok mu kızım?"

Annemin bana seslenişiyle irkilerek kalktım. Gözümü açtığımda kafamın üstünde yukarıdan aşağı bana doğru bakan annemi görümce daha da korktum: "Anne ne yapıyorsun ya?"

Tepki vermeden önce güneşliğimi sonra penceremi açtı. Söylenerek kafamı yastıkla kapattığımda ise önce üstümdeki örtüyü sonra kafamın üstündeki yastığı çekti: "Lisede bu kadar tembel değildin sen. Koskoca kız oldun şimdi mi tembelleşmeye başladın? Kaldır o koca kıçını!"

Yatakla resmen bir olmuş vücudumu zoraki kaldırıp tuvalete gittim. Saate bakmak aklıma geldiğinde telefonumu elime alıp saate baktım. Yine geç kalmak üzereydim!

Tempomu arttırdım. Beş dakika içinde evden çıktım ve koşarak metroya ilerledim.

"Ah, defterimi unuttum! Lanet olsun ya." diye söylenerek istasyona geldiğimde bir ses duydum: "Yuju?"

"Jungkook?"

Bu, oydu. Gerçekten oydu! Yıllar sonra, ondan ümidi kesmişken karşılaşmıştık. Tesadüf müydü? Hayır kaderdi.

"Seni, ne kadar beklediğimi biliyor musun?" diye sitem ettim ona yaklaşıp. Büyümüştü. Eskiden bilerek sert görünmeye çalışırdı. Şimdi ise, gerçekten sert gözüküyordu. Şaşkın bakışlarıyla bile.

"Özür dilerim." dediğinde omzuna vurdum ve "Özür dilemek yetmez. Affetmiyorum!" dedim.

Geç kalmak umrumda değildi. Jungkook'u kolundan yakalayıp istasyondan dışarı çıkardım.

"Sen, nasıl hiçbir şey demeden gidersin?" dedim kaşlarımı çatarak. Gözlerim dolmuştu.

Beraber geçirdiğimiz bulutlu geceden sonra hasta olmuş ve o hafta okula gidememiştim. Bir sonraki pazartesi okula döndüğümde, Jeon Jungkook yoktu. Meğer, benim okula gitmediğim günden beri o da gitmiyormuş.

Mesaj attım, iletilmedi. Aradım, ulaşılamadı. Evine gittim, evde kimseler yoktu. Bir hafta boyunca arayıp mesaj attım, işe yaramadı. Bir hafta sonra tekrar evine gittiğimde, evde başkaları kalıyordu.

Onsuz geçen üçüncü haftamda, Jungkook'un beni gerçekten sevip sevmediğini düşünmeye başladım. Sonradan aklıma geldi ki, o hiçbir zaman beni sevdiğini söylememişti. Jeon Jungkook bir kere bile bana "Seni seviyorum." dememişti.

"Babamdan dolayı gitmek zorunda kaldım, Yuju." dediğinde sinirle soludum: "Bu mesaj ve aramalarıma cevap vermeyeceğin anlamına gelmiyor Jungkook. Sen bana gideceğini bile söylemedin. Kayboldun resmen."

Yere baktı: "Söyleyecektim. Ama söyleyemedim. Veda edemedim."

Uzaklara gitmiş olabilirdi. Ama bu, benimle iletişimi kesmesi gerektiği anlamıma gelmezdi ki. Saçmalığa bak.

Aynı şeyi ona söylediğimde birden bana bağırdı: "Salaklık ettim tamam mı? Düşünemedim! Benimle takıldığın süre boyunca sürekli üzüldün, kırıldın ve ben de düşündüm ki... Eğer kaybolursam belki eskisi gibi mutlu olabilirsin!"

Ah zavallım. Hem haklısın hem de haksız.

"Salak!" dedim onun bağırışına karşılık olarak. Gülümsedi: "Hâlâ benimle eskisi gibi iletişim kurabiliyorsun. Sanki daha dün konuşmuşuz gibi."

"Bak şimdi bile üzgünsün. Oysaki sadece beni gördün. İşte böyleyim ben." dediğimde omuz silktim: "Umrumda değil, çünkü seni seviyorum."

Etrafına bakındığında acıyarak gülümsedim: "Sen beni hiçbir zaman sevmemiş olsan da ben seni seviyorum."

Kaşlarını çattı. Yere bakan kafamı kavrayıp gözlerime baktı: "Senin dediklerini kulakların duyuyor mu? Ben seni sevdim Yuju. Hâlâ daha seviyorum."

Yalancı.

"Bana bir kere bile 'Seni seviyorum.' demedin Jungkook." dediğimde gülerek bana baktı: "Sen sanki demişsin gibi konuşuyorsun."

Oh.

"Anlamıyor musun? Bizim birbirimizi anlamamız için kelimelere ihtiyacımız yok." dedi.

O zaman beni neden bırakıp gitti? Eğer beni anlıyorduysa, neden..?

"Bana bak, seni yakaladım. Bir daha kaçamazsın." dedim sinirle. Kahkaha attı.

Evet. Bu kadar kolaydı. Aramızda o kadar farklı bir bağ vardı ki anlaşmamız bu kadar kolaydı. O haklıydı. Bizim birbirimiz anlamız için kelimelere ihtiyacımız yoktu.

Kafası sağa sola salladı: "Sana iyi gelmem gerekirken sende kötü etkiler bırakıyorum ama sen, yine de beni bırakmıyorsun."

-SON-

• Kötü son ile bitirecektim, ancak bu hikayedeki Jungkook'un kötü sonu hak etmediğine karar verdim. Hayatı zaten korkunç geçmiş bari devamında mutlu olsun :)

• Biraz öylesine yazdığım bir hikaye oldu. Çok özen göstermeden yazdım. Bu yüzden aralarda "bolca" boş bölüm bulunmuş olabilir. O sıkıcı bölümler için kusura bakmayın, aklımdan ne geçerse gerçekten doğru düzgün düşünmeden yazdım.

• Bir de uzatmak isterdim ama planladığımdan kısa oldu çünkü biraz yoğun bir yıldayım telefonumu elime alamıyorum doğru düzgün. Bu yüzden bu hikayeyi erken bitirdim ve "Hurts Like Hell - Jikook" hikayesine de ara verdim. Ne zaman tekrar geri dönerim bilmiyorum.

• İkinci kitabım olan Sunday Jeon Jungkook (2018) hikayesine de bakabilirsiniz. Ama ikinci ve iki yıl önceki hikayem olduğu için hikayede birtakım yanlışlar ve eksiklikler olabilir. Her yazdığım hikayede daha düzgün yazmaya özen gösteriyorum lütfen anlayış gösterin.

Her neyse, hikayemi okuyan herkese teşekkür ederim.

Nephente[s] • JJKWhere stories live. Discover now