Nephente[s] • JJK

[13]

"Hayırdır?"

Jungkook'un babasıydı. Eve girdiğimizde mutfaktan salona doğru geçiyordu ve bizi görmüştü. Jungkook'un gözleri küçüldü ve ciddi bir şekilde babasına bakmaya başladı. Elindeki içki şişesinden büyük bir yudum alıp bize doğru yaklaştı ve bana baktı: "Okula, eve kız atmak için gittiğini bilmiyordum."

Jungkook sinirle soluduğunda ona "sorun yok" dercesine baktım. Jungkook'un babası elini yanağıma uzattığında Jungkook, babasının elini tutup itti: "Eşofmanlarımı alıp gideceğiz."

Eve iğrenç bir koku hakimdi. Salondan gelen sigara dumanı, her yerde devrilmiş bitik içki şişeleri...

Jungkook'un odasına girdiğimizde, dağınık evle alakası olmayan bir odayla karşılaştım. Hızla dolabını açıp içinden eşofmanlarını aldıktan sonra kapıya doğru ilerledi. Bütün bu saniyeler boyunca kolumu tutmuş, o nereye giderse peşinden beni de sürüklemişti.

"Kusura bakma. Babam..." dedi Jungkook sessiz geçen hızlı adımlar sonrası otobüs durağı göründüğünde. Gözlerini kaçırdığında koluna girdim: "Sorun değil."

Okula geldiğimizde hâlâ kol kolaydık. Aynı anda fark etmiş olacaktık ki, birden birbirimizden uzaklaştık. Daha sonra aynı anda gülerek yan yana yürümeye devam ettik. Tuhaftı. Sanki ruh ikizimmiş gibi, konuşmadan da onu anlıyordum.

"Yuju?" diye bir ses geldi okula girmek üzereyken. Sesin sahibi Somi'ydi ve duvarın arka tarafından sesleniyordu. Birkaç saniye sonra duvarın tepesinden Somi belirdi: "Sen- Jungkook?"

İkimiz birden Somi'ye baktığımızda Somi bana kısa bir bakış attıktan sonra okul girişinin tersini göstererek "O taraftan girin, geç gelenleri müdür yardımcısına götürüyorlar." dedi. Jungkook ben demeden teşekkür ettiğinde Somi, Jungkook'a sevimli bir şekilde "Kankam için bu hiçbir şey." dedi. Bu daha çok "Kankama niye samimi davranıyorsun, o benim." dercesine bir tehditti.

Okulun arkasından girip Somi'nin yanına gittiğimizde Somi koluma girdi. Jungkook yine benim yanımdaki tatlı tavrı ve bakışlarının aksine sert tavrını takındığında Taehyung ve Jimin geldi. Jimin'le aramızda geçen tartışma önemini yitirmişti, artık aramızda bir şey yoktu. Bu yüzden Taehyung bazen Jimin'i de getiriyor, beraber takılıyorduk.

"Merhaba kızlar." dedi Jimin elini sallayarak. Sonra Jungkook'u gördüğünde "Merhaba, yeni çocuk." dedi. Jungkook kendisine elini uzatan Jimin'in elini sıkıp "Jeon Jungkook." dedi. Jimin gülümsedi: "Bu çocuğu sevdim. Havalıymış. Ben de Park Jimin."

Taehyung bir kolunu Jimin'in diğer kolunu Jungkook'un omzuna atarak "İlk maç bizim sınıfla sizin sınıfmış. Jungkook umarım futbolun iyidir çünkü Jimin'in futbolu her ne kadar kısa bacakları olsa da oldukça iyidir." dedi. Jimin sahte bir sinirle Taehyung'un üstüne atladı. Jungkook gülümseyerek onları izliyordu. Uzun süredir Jungkook'u izlediğimi fark ettiğimde Somi'ye döndüm: "Önlerde bir yerlere oturalım mı? Bizim sınıfım maçı sonuçta."

Somi kafasını kabul eder anlamdı aşağı yukarı salladığında Jungkook'a döndüm. Bizi dinlemiş olmalıydı ki bana "görüşürüz" anlamında el salladı. Gerçekten bir haftadır birbirini tanıyan iki insana göre fazla samimiydik.

"Dün ondan kaçıyordun bugün ise okula beraber geldiniz." dedi Somi en önde bir yeri kaptığımızda. Aynı zamanda tuhaf bir ilişkimiz vardı. Evet...

"Kızım aman dikkatli ol buna gönlünü kaptırma. Baksana şimdiden hayran kitlesi oluşmuş." diyerek etrafta Jungkook'a bakan kızları gösterdi. Tabii ki onu seven bir sürü kişi olacaktı. Yakışıklıydı ve okulda karizmatik bir tavır takınıyordu. Her ne kadar aslında içinde çok sevimli bir kişilik olsa da.

Taehyung ve Jimin ile konuşan Jungkook'a baktım. Okulun, "mükemmel yüzlerinden" dolayı popüler olan iki erkek öğrencisinin arasına biri daha katılmıştı. Yeon Joo birden Somi'nin yanında belirdi: "Kim aşık olmuş?"

Somi bir şekilde konuyu geçiştirdiğinde Yeon Joo eliyle yakışıklı üçlüyü gösterdi: "Yakışıklı ikili lakabı sanırım bozulacak. Baksanıza, Jungkook'u da aralarına almışlar. Artık okulda bolca "yakışıklı üçlü" lakabı duyarız."