[17]

996 86 30
                                    

On gün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

On gün. Jeon Jungkook ile tanışmamdan tam on gün geçmişti. On günde onun en yakın arkadaşı olmam, nedense beni üzmüştü. Hayır, ona aşık falan değildim. Ama bakışları, gülüşü beni heyecanlandırıyordu. Kalbimin hızlı atmasına, bütün vücudumun yanmasına, soğuk terler akıtmama sebep oluyordu. Hayır, hayır. Ona aşık değildim. Bu sadece, gelip geçici hoşlantılardandı. Hoş, hislerimin vücuduma fiziksel olarak yansıdığı bu tepkiler sadece Jungkook'ta olmuyordu.

Bir zamanlar sırf Park Jimin'in tavırları çok çekici geldiği için onu gördüğümde sanki düşüncelerimi okuyormuş da onun hakkında ne düşündüğümü biliyormuş gibi özellikle ona bakmamaya falan çalışıyordum. Sürekli bizim sınıfa gelip Taehyung ile takılıyordu. Bu sefer de Taehyung benim en yakın arkadaşım olduğu için Jimin ile konuşmamam biraz göze batıyor gibi geldiği için gereksiz bir konuda Jimin ile tartışmış ve onunla bir süre konuşmayı kesmiştim. Böylece onunla konuşmamamın sebebi tamamen değişmişti.

Ama aynı şeyi Jungkook'da yapmayacaktım. Bunlar küçük hoşlantılardı, gelip geçiciydi. Yanında kızarsam da gelecekte bunlar gülümseyerek hatırlayacağım anılar olacaktı. O benim en yakın arkadaşımdı. Hep öyle olacaktı.

"Günaydın!" diye bir ses geldi. Güzel güneşli bir sabah, her zamanki otobüs durağında, Jeon Jungkook gülümseyerek bana doğru geliyordu. Hafif esen rüzgar alnını örten saçlarını havalandırıyor, sevimli bir görünüşe büründürüyordu. El sallayarak gülümsedim.

"Dün telefon numaramı istediğinde bana mesaj atarsın diye düşünmüştüm. Meğer Taehyung'a vermek için istemişsin numarayı. Beni gruba ekleyip bana özelden mesaj atan Taehyung oldu." dedi yanıma geldiğinde. Bana trip atarcasına baktığında mahçupça ona baktım. Haklıydı, sonuçta biz en yakın arkadaşlardık.

"Özür dilerim." dedim. Kıkırdayarak sorun olmadığını, öylesine söylediğini söylediğinde yine de mahçup hissetmeme rağmen gülümseyerek karşılık verdim.

Havadan sudan geçen sohbet ile okula geldikten sonra uzun süre konuşmadık. Öğlen teneffüsüne kadar o, Taehyung ve Jimin ile ben ise Somi ile takılmıştım.

"Merhaba Yuju." diye bir ses geldi yemekhanede iken. Tanımadığım bir kızdı. Önyargılı olmamak istesem de ses tonu bile pek içten gelmemişti. Önyargılı bir şekilde yaklaşmıştım. İzin alarak Somi'nin yanına, benim çaprazıma, Somi ile oturduğumuz masaya oturdu: "Sen sanırım Jungkook'un en yakın arkadaşısın."

Ben de neden tanımadığım biri yanımıza geldi diyordum...

"Evet." diye cevapladım hızlıca. Kız memnun bir şekilde gülümsedi. Ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra "Ona bir hediye almak istiyorum." dedi. Böm böm birbirimize baktık. Benden bir cevap bekliyordu, cevap verdim: "Banane bundan?"

O sırada Taehyung geldi. Somi'nin yanındaki kızı görünce gülümseyerek "Bomi! Uzun zamandır görüşmüyorduk, nasılsın?" dedi. Taehyung henüz ayaktayken Jimin ile Jungkook geldi. Jimin Jungkook'un önünde olduğu için benim yanıma oturdu. Jungkook ise Bomi'nin yanına oturdu. Taehyung hâlâ ayakta olduğunu fark edince uzakta kalmamak için Jimin'in yanına oturdu.

Bomi ben Taehyung'a bakarken çoktan Jungkook ile konuşmaya başlamıştı bile.

Arkadaş edinmek istemek gayet normal ve kabul edilebilir bir şey. Şakalaşmak, arkadaşça şeyler ve gayet normal. Gayet normal. Oldukça normal. Sorun yok. Sakin ol Yuju.

Ama Bomi, açıkça flört ediyordu. Sinirleniştim. Çünkü Jungkook gayet samimi bir şekilde geri dönüş yapıyordu. Bomi flört etmiyordu. Bomi ve Jungkook. İkisi flörtleşiyorlardı.

"Doğum günün ne zaman?" dedi Bomi. Sinirli bir bakış attım: "1 Eylül."

Ağzını açıp aynı şeyi söylemek üzere olan Jungkook bana kısa bir bakış attıktan sonra Bomi'ye döndü. Bomi şaşkın bir ifadeye bürünerek "Benden küçüksün ama hiç öyle durmuyorsun." dediğinde bir saniye bile tereddüt etmeden "Çünkü o 97 doğumlu." dedim. Bomi bana deliye bakıyormuş gibi bir bakış attıktan sonra "Anladım." dedi.

Jungkook sırıtıyordu. Göz göze geldiğimizde uçları havaya doğru kıvrılan dudaklarını hızla düz bir çizgiye dönüştürdü. Arkadaşımı kıskanıyordum, bu olabilirdi. Aynı şeyi Somi'ye de yapmışlığım vardı sonuçta. Ama kendimi biraz rezil etmiştim sanki...

Nephente[s] • JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin