[24]

940 81 4
                                    

Üç günlük uzaklaştırmadan sonra perşembe günü okula gelmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üç günlük uzaklaştırmadan sonra perşembe günü okula gelmiştim. Üç gündür geç yatıp geç kalktığım için de okula geç kalmıştım. Dersin yarısında sınıfa girdiğimde Somi ile Taehyung sevinçli gözlerle bakarken Jungkook yine okulda takındığı "sert çocuk" tavrını bozmadan bana bakış atmıştı.

Bu sefer Jungkook, aramızdaki yanlış anlaşılmayı gidermiş olmalıydık ki Somi ve ben ile kantine gelmişti.

———
"Beni çok önemsemediğini, sadece benimle konuştuklarını başkalarıyla paylaşmayacağımı bildiğin için benimle konuştuğunu zannediyordum. Beni gerçekten, samimi bir şekilde sevdiğini ve önemsediğini, beni en yakın arkadaşın olarak gördüğünü düşünmüyordum. Seni rahatsız ediyormuşum gibi hissediyordum. Belki başka birileriyle takılırsam daha mutlu olursun diye düşünmüştüm. Ama sen, gerçekten beni seviyor, önemsiyor ve kıskanıyorsun."
———

Mutlu olmuştum. Sonunda, hiç değilse normal bir arkadaş ilişkimiz vardı. Şimdi ise ben kantinden aldığım yiyeceklerle kahvaltı yapıyorken Somi ile Jungkook sohbet ediyordu.

"Aa, Yuju! Günaydın!" diye bir ses geldi arkamdan. Ağzıma teptiğim büyük bir lokmayı hiç kimseye göstermeden çiğneyebilmek için elimle ağzımı kapatıp canavar gibi çiğnedikten sonra arkama döndüm: Lee Daeguk...

Somi gözlerini devirerek elindeki kitabı masaya koydu ve kollarını önünde bağlayarak Daeguk'un gelişini izledi. Jungkook hiçbir şey bilmediği için gayet normal bir şekilde bakıyordu. Daeguk oturmak üzere boş olan sandalyeye ayaklarımı koydum. Daeguk bana göndermeli bir bakış atarak gülümsedi: "Beni o kadar mı sevmiyorsun artık?"

Cevap vermeden Somi'nin bıraktığı kitabı alıp okuyormuş gibi bakmaya başladım. Daeguk yine güldü: "Olayı duydum."

Takmadan kitaba bakmaya devam ettim. Jungkook'a bir bakış attığımda yüzünün git gide ciddileştiğini gördüm. Biraz korkutucuydu. Onu hiç sinirli görmemiştim.

"Ancak iftira olduğunu anlayan ilk kişi bendim. Böyle şeyler yapmayacağını o kadar iyi biliyorum ki canım... Sen bir öpücükten çekinen insansın. En iyi ben bilirim bunu, değil mi?" dediğinde gerilmeye başladım. Jungkook'un karşısında, bilerek bunları söylüyordu.

Birden koluyla beni kendine doğru çekti ve beni koluyla omzu arasına aldı. Neye uğradığımı şaşırdım. O ise gülümseyerek bize sinirli bir şekilde bakan Jungkook'a döndü ve "Bizim aşk olaylarımız çoktur, sana anlatmamış anlaşılan. Sinirli bakıyorsun biraz da." dedi. Fazla yakındı. Kızarmaya başladığımda gülümsedi: "İşte bu yüzden iftira olduğuna ilk inanan bendim Yuju. Buna bile kızarıyorsun."

Sinirle ona bakıp onu itmek için kollarımı kaldırdığımda Daeguk'u başka biri benden çekti: Jungkook.

"Seni istemediği yeterince belli değil mi? Kızı rahatsız etme." diyerek, yüz ifadesi her ne kadar öyle söylemese de, uyardı sakin bir ses tonuyla.

Ders zili çaldı o sırada. Jungkook'a seslendim: "Zil çaldı, sınıfa gidelim."

Bana bakmadan Daeguk ile göz temasını sürdürerek "Siz gidin geliyorum ben." dedi. Bunu yapmayacaktım. Yanına gidip kolunu tuttuğumda eliyle kolunu tuttuğum elimi tuttu ve yavaşça itti: "Siz gidin, geliyorum ben, dedim Yuju."

Hâlâ bana bakmadan konuşuyordu. Gözlerimi devirdim ve "Jungkook, boşver onu gel sınıfa gidelim." dedim. Jungkook bana döndü. O kadar korkutucu bir bakış atmıştı ki onu bir an tanıyamadım: "Yuju, sadece git."

Gittim. Lanet olsun ki yapmayacağım dediğim halde yaptım. Somi ile sınıfa döndüm. Ve Jungkook dersin ilk on dakikası yoktu. On dakika sonra sınıfa girdiğinde gayet normal gözüküyordu. Geç kağıdını verdi ve sırasına oturdu.

İkinci ders de bu şekilde bittiğinde Jungkook yine yanımıza geldi. Somi Jungkook'u dürttü ve "Neden geç geldin derse?" diye sordu. Jungkook omuz silkti: "Seni rahatsız eden şahıs ile biraz konuştuk. Seni artık rahatsız etmeyecek. Hatta göz teması bile kurmayacak."

Ne?

Nephente[s] • JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin