[29]

924 81 12
                                    

Hava yağmurluydu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hava yağmurluydu. Oldukça soğuktu ve gri bulutlar sınıfın içini daha da karanlık yapıyordu. Ancak benim gözlerim en aydınlık gününü yaşıyor olabilirdi. Jungkook ders esnasında sürekli bana kaçamak bakışlar atıp göz kırpıyor, gülümsüyordu. Ben ise büyük ihtimalle salak gibi ona bakakalmıştım. Nasıl tepki verdiğimi bile bilmiyordum. Fazla heyecanlıydım.

Somi, zil çaldığında yanıma geldiğinde Jungkook gülümseyerek sınıftan çıktı. Hâlâ ona baktığımı, Somi beni dürttüğünde fark ettim: "Bir şey oldu di' mi? Söyle çabuk, n'oldu?"

Gülümsemeden duramıyordum. Somi'yi bir kenara çekip her şeyi anlattığımda o da artık gülümsemeden duramıyordu. İki avanak etrafa mal mal gülümseyerek bakıyorduk.

Okul bitip de dershane için Jungkook ile yollarımı ayırmak üzereyken parmaklarımın ucunu narin bir şekilde tuttu: "Bugün gitme."

Yüz ifadesi ciddi ama üzgün gözüküyordu. Bilerek mi bu ifadeye bürünmüştü bilmiyordum ama çok sevimliydi. Onu kırmadım ve dershaneyi astım.

İlk başta koluna girdim, o ise kolunu kolumdan çekti ve elimi tuttu. Alışamamıştım ve utanıyordum. Kalbim o kadar hızlı ve sert atıyordu ki dışarıdan duyuluyor olabilirdi.

Bisikletlerin olduğunu bir yere geldiğimizde cebinden anahtar çıkardı ve kilitli olan bisikletlerden birinin kilidini açtı. Ne ara buraya bisiklet koymuştu?

"Biraz dolaşalım mı?" dediğinde çoktan bisikleti hazırladığı için reddetme gibi bir seçeneğim olamadı. Yine yan bir şekilde bisikletin arkasına binip sıkıca beline sarıldığımda kahkaha attı: "Bir önceki sefer hiç böyle sarılmamıştın. Oysa ki sana sorun olmadığını söylemiştim."

Uzun süre bisiklet sürdü, ben de tenime çarpan soğukla birlikte yolu izledim. Bir an Taehyung ile göz göze geldik. Arkadaşlarıyla bir şeyler yerken görmüştü bizi. Göz göze geldiğimizde önce şaşkın bir şekilde daha sonra gülümseyerek baktı.

En sonunda yorulmuş olmalıydı ki, küçük bir köprünün üstünde durduk. Hayatımın en güzel günlerinden birini geçirdim.

Bana pamuk şeker aldı. Yine sigara içtik. Soğuk ve ıslak çimlere yattık. Yarın hasta bir şekilde uyanacağım o kadar belliydi ki.

"Çok aydınlık bir gece." dedi Jungkook, ben gökyüzünü kapatan karanlık bulutlara bakarken. Kaşlarımı çattım: "Ay bile gözükmüyor, nesi aydınlık?"

Ona dönüp gülümseyerek baktığımda bana baktığını fark ettim.

Ah, kalbim.

"Beni hep aydınlık çemberinde tutar mısın?" dediğinde omuz silktim: "Çemberime girip orada kalmak senin elinde Jeon Jungkook."

Gözleri doldu. Hızla kafasını gökyüzüne çevirdi.

"Ne oldu?" dediğimde zorla gülümsedi: "Hiç, mutluluktan."

Gözünden bir damla yaş çimene düşüp 'pıt' sesini çıkardığında tekrar gülümsedi: "Uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştım."

Nephente[s] • JJKWhere stories live. Discover now