[26]

915 86 0
                                    

Beşinci haftaya geçmiştim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Beşinci haftaya geçmiştim. Jungkook ile geçem beşinci haftaya girişmiştim. Jungkook ile tanışalı bir aydan fazla olmuştu artık. Onunla tanıştığımdan beri bolca kötü şey yaşamıştım ya da yapmıştım. Ancak yine de günlerim hiç olmadığı kadar keyfili ve güzel geçmişti.

En son perşembe günü Jungkook ile aramızda geçen tuhaf bir "Daeguk" meselesinden sonra cuma günü Jungkook okula gelmemişti. Ona mesaj attığımda ise bir gün sonra, cumartesi günü, bana cevap vermişti: "Ateşim çıkmıştı."

Cumartesi Somi ile takılmış, pazar günü ders çalışmıştım. Her zamanki gibi hızlı geçen haftasonundan sonra lanet pazartesi gelivermişti yine. Ben yine iki gün içinde geç yatmaya alışmamdan dolayı geç kalkmış ve derse on dakika geç girmiştim.

"Geç kağıdı?" dedi Bay Lee sakin bir ses tonuyla. Uzattığı eline baktıktan sonra yüzüne baktığımda sakin ses tonunun aksine her an bana dalacakmış gibi bakan bakışlarını gördüğümde çaresizce gülümsedim. Bay Lee sinirli bakışları ile bana bakmayı sürdürürken sıramı gösterdi: "Geç otur."

Hızla sırama ilerlerken Jungkook'un kafasına dirseğime vurdum. Gülmemek için kendimi zor tutarken Jungkook benim surat ifademi gördü ve sinirli bir bakış atıp ayağıyla ayağıma bastı. İlkokul çocukları mıydık biz? Neydi bu tavırlar böyle? Neden böyle davrandığını anlayamasam da onu takmadım ve sırama oturdum.

Zil çaldığında Jungkook yanıma geldi: "Özür dile."

Zıtlaşmadan özür diledim. Şaşkınlıkla beni alkışladı: "Bu kadar çabuk özür dilemeni beklemiyordum. Teşekkür ederim."

Bugün sert çocuk tavrının aksine ilkokul çocuğu gibi davranıyordu. Ona tuhaf bir bakış attığımda tatlı bir gülümseme sundu bana. Kalbim hızlı bir şekilde atmaya başladığında oturduğum yerden kalktım ve sınıftan çıktım. Somi bugün okula gelmemişti. Tek başına sınıftan çıkmak iyi bir fikir değildi. Hem de tüm okul ben ve Jungkook hakkındaki iğrenç iftirayı biliyorken...

İnsanların bakışları birden batmaya başladığında gerilmeye başladım. Olduğum yerde kalakalmıştım. O an başıma gelen bu olayın bende travma etkisi bıraktığını anlamıştım...

Nefes almak zorlaştı. Kaslarım her ne kadar hareket etmek istesem de sabit kaldı. Beynim çalışmıyordu. Vücudum istemsizce terliyordu. Dişlerimi sıkıyordum ve bu canımı acıtıyordu. Gözlerim dolmaya başlamıştı.

"Sakin ol."

Kendi kendime mi duydum yoksa gerçekten mi biri bunu söyledi anlayamadım. O an o kadar korkuyordum ki ilerlediğimin farkındaydım ama kendi kendime mi yürüyordum yoksa birisi mi beni götürüyordu anlayamadım. Gözlerim açıktı ancak bir saniye öncesinde gördüğüm şeyleri hatırlayamıyordum. En sonunda, kendimi boş bir sınıfta buldum.

"İyi misin?"

İrkilerek sesin geldiği yere, arkama, döndüğümde Jungkook'u gördüm. Çok tuhaf, sanki ne hissettiğimi, ne düşündüğümü anlıyordu. Bakışları bile o kadar beni anlıyormuş gibiydi ki...

"Ben... Ben, kalakaldım." diyebildim birkaç
saniye Jungkook'a baktıktan sonra. Hayal kırıklığıyla bana baktı: "Özür dilerim..."

Soru değil, diyerek onu geliştirdiğimde net bakışlarıyla kafamı iki elinin arasına aldı: "Ben kötü talihli bir insanım ancak bundan mağdur olmanı izleyemem. Ben..."

Yüzü git gide yüzüme yaklaşırken birden kapı açıldı. Jungkook ellerini yüzümden çektiğinde hızla geri çekildim. Kapıyı açan kişiye ikimiz de kırmızı suratlarla baktığımızda her şeyden bihaber olan görevli öğrenci gülümsedi: "Zil çaldı. Sınıfı terk edin."

O anı asla unutamadım. Ne diyecekti? Ya da bir şey mi yapmak üzereydi? Görevli çocuk gelmeseydi neler olurdu? O anı asla unutamadığım gibi, her hatırladığımda görevli çocuğa sövmeyi de unutmadım. Gerizekalı. Sanki gelecek başka zamanı yoktu!

Nephente[s] • JJKWhere stories live. Discover now