Polisiye Kurgu Türü Üzerine

6.1K 507 186
                                    

Şahsen polisiye romanlar benim favorim. Gerçi içinde bir gizem olduğundan bu, gizemleri çok seviyorum. Ama bu bir şeyi değiştirmiyor.

Polisiye roman yazmak hiç de kolay değildir. Gözünüzü korkutmak gibi olmasın değil olsun. Gözünüz korksun. Bu işi ciddiye almanız gerekir, demeyeceğim çünkü her türlü yazıyı ciddiye almak zorundasınız.

Jean Christophe Grange, Sir Conan Doyle, Tess Gerritsen, Ahmet Ümit, Agatha Christie... Her bir yazarın farklı bir hayal gücü olduğundan, her birinin farklı bir türü var. Bu yazarları -saymadıklarım da dâhil- okumadan lütfen güzel bir polisiye yazmayı beklemeyin. Bizim yaşımız için konuşuyorum, bu yazarlar kırkını geçmiş insanlar. Her biri araştırarak, yıllarca uğraşarak, hayat tecrübeleriyle yazıyorlar. Bizim henüz böyle bir şansımızın yokluğu, polisiye yazamayacağımız anlamına gelmez.

Şunu söylemeden geçemeyeceğim: POLİSİYE ROMAN, CİNAYET ROMANI DEMEK DEĞİLDİR. Sherlock Holmes'un yazarı Sir Arthur Conan Doyle'un yazdığı 4 roman ve 56 uzun hikayeden 40 tanesinde cinayet yoktur.

Polisiye yazıyorsanız, buraya reklam yapabilirsiniz. Profilime reklam yapmanız sorun değil, açıkçası umursamıyorum. Kızmıyorum da. Ama belirtmeliyim ki, profilimdeki reklamları direkt geçiyorum.

Araştırdım ve birkaç ipucu, öneri, olmazsa olmaz buldum.

Bir şeyi planlamanın en kolay ve akılda kalıcı yolu maddelemek ise, haydi başlayalım!

2 hikâyen olmalı. Biri, okuyucuların doğru olduğunu düşündüğü hikâye, diğeri ise asıl hikaye. Böyle olması hoşuna gitmiyor mu?

İpuçları ve yanlış yola götüren ipuçları. Unutmayın ki bu ipuçları arada tutarsız olmalı, ne de olsa doğru olduğunu düşündürdüğün hikaye üzerinde giderken aynı zamanda gerçek ipuçlarıyla asıl hikayeyi okuyucuya gösteriyorsun. Hangi hikayenin doğru olduğunu bulmak okuyucunun zekasına ve senin yazma gücüne bağlı.

Bir örnek; adamın kolunda iğne izleri var, okuyucular ve dedektif uyuşturucu kullanıyor diye düşünürken adam aslında diyabet hastası ve insülin iğnesi kullanıyor. Basit bir örnek ama bu maddeyi kavradığınızı düşünüyorum.

Arada gereksiz ipuçları da olabilir. Bu gereksiz ipuçları araştırılırken zaman kaybedilir ve bu zaman kaybında kötü bir şey olmuş olabilir. Bu hem dedektifin -ya da her neyse, gelişmesine yardımcı olur.

İnsan kendinde olan bir özelliği başkasında zor görür. Bunu kullanabilirsiniz. Örneğin dedektif ve kurban bir konu üzerinde ortak ama dedektif bunu sonradan fark eder. Çünkü o şey kendinde de vardır ve bunu bilinçaltında normal bulur, sanki herkeste varmış gibi. Dedektif ve kurban'ın ikisi de kadın düşkünü olsun. Dedektif, kurbanın gittiği barları ve genelevleri filan araştırırsa sonuca yaklaşacak ama bunu araştırmak ilk başta aklına gelmez. Neden? Kendisi de gidiyordur. Belki dediğim gibi normal bulduğundan, belki kendindeki bu sapkınlığın açığa çıkmasından duyduğu korkudan. Bu örnek için üzgünüm -değilim.

Olayların geçtiği mekanı, yeri, şehri iyi bilmeniz ŞART. Ona göre alternatif evren oluşturun veya şehri araştırın.

Dedektifinizin kişiliği çok önemli. Ama her karakterde olduğu gibi onun da kusurları olmalı.

Örneğin. Kadın dedektife bir telefon geliyor ve bir ihbar var. Ama kadın dedektif, kocasını/sevgilisini kırmak istemediği için onunla yemeğe çıksın, yapmaması gerekse de. Yemeğe gitmek yerine yanlış bulduğu bir ihbarı değerlendirebilirdi. Bir fırsatı kaçırdı. Düşüncelerinin hızına yetişemedi yazarken. Mazur görün periyi.

Gizem yoksa olmaz. Polisiyenin en önemli özelliği. Muamma içermeyen suçun anlatımı çok başarılı olabilir ama polisiye roman sayılmaz.

Suç itiraf edilmez. Suç itiraf edilirse roman biter, sizce de saçma olmaz mıydı?

Katili boşverebilirsiniz. Bu daha kolay olabilir. Muhteşem bir örnek; Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sı. Raskalnikov'un katil olduğunu biliriz ama okurken önemli olan cinayetten sonraki tutumdur.

Sıradışı olaylara da ihtiyacınız yok. Manyak kişilikler, karmakarışık olay örgüsüne bizim yaşımız için gerek yok. Örnek, Georges Simenon. Kesinlikle tavsiye ederim. *öhöm*Jean Christophe Grange ve zekâsı *öhöm*

Yazar olarak siz siz olun, okuyucuyu aldatmayın. Ne demek istiyorum? Olayı çözümlemeye çalışırken dedektif ve okuyucu aynı derecede olmalı. Okuyucu ve dedektif eş zamanlı ilerlemeli. Katilin, olayın başında ve gelişmesinde hiç bahsedilmeyen bir ikiz kardeş çıkmasına gerek yok. O kadar ilgiyle okuduğum kitabın sonunda her şeyin rüya çıkması gibi bir şey bu. Allah belanı versin moduna giriyorum tüm gün.

Benim aklıma gelenler ve içimden geçenler bunlar. Önerilerinizi yorum olarak belirtmekten çekinmeyin periler. Önerilerimin dikkate alınması peri tozlarımın kalitesini artırır. Bir peri bundan başka ne isteyebilir ki?

Bölüm sorusu: Sizin en beğenerek okuduğunuz polisiye roman hangisi?


Wattpad'de Yazar OlmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin