Bölüm 24: Şeytanın Çırağı

215 27 0
                                    

"Kimse kurtarılmak istemiyor."

Ateşler bir evi esir almış, çığlıklar, bağırışlar, yakaran kadınların tiz sesleri kulak çınlatıyor.

Evde biri var.

Ateşler sönmüyor, çığlıklar yükseliyor, gök dumanlarla dans ediyor.

Evde bir kadın var.

Ateşler yandaki eve sıçrıyor, esnaflar tezgahlarını kaçırıyor.

Bir adam var, elinde şarapla yanaşıyor. Yanan kendi evi. Buğulu gözleriyle kalabalığa bakıyor, eve daha da yanaşıyor; kıyafetlerinden yakalayan birkaç el adımlarını durduruyor. Şarabını fırlattığı gibi sağ gözünü siliyor. "Girmeliyim, kurtarmalıyım onu!"

Kimse izin vermiyor. "Zaten delirmişti, kafası esince intihar etmeye çalışıyordu. Bırak ölsün sen de kurtul biz de kurtulalım."

"O benim karım!" Sesi tüm feryatları bastırıyor ve Anais hayretle seyrediyor olup biteni. Adam dizlerinin üzerine çöküp gözyaşlarını silmeye çalışıyor, ayakları tutmuyor. Kafası çoğu zaman olduğu gibi yine güzel. "Bırakalım girsin eve, biri ayyaş biri deli, bir aydır uğraşıyoruz şunlarla."

Kucağında çocuğunu taşıyan kadın daha da yanaşıyor yanlarına. Ağlayan adama tiksinmiş gibi bakıyor. "Karım da karım diyorsun, yaşıyorken yanına uğramıyorsun. Ölürken mi yanında olacaksın?"

Herkes kadına hayretle bakarken birkaç kişi susturmaya çalışıyor ama kadın onlara inat kucağındaki çocuğu bırakıp adamın kolunu tutuyor, kaldırıyor; adam bile şaşırıyor. Yanan eve doğru götürüp evin dökülmüş kapısına çöp gibi fırlatıyor adamı. "Gir hadi, tutan yok."

Adam bir cayır cayır yanan kapıya bir kadına bakıyor, kadın kendinden öyle emin ki şüpheye düşmüş adam rahatladığını hissediyor. Eve giriyor, karısını arıyor, ölüsünü bulacağından habersiz sarhoş aklıyla üst kata kadar çıkıyor ve yatak odasına girdiğinde üstüne düşen tahta çatının altında kalıyor.

Dışarıda herkes kadına kızıyorken Anais kadının yanına gidip ona destek oluyor. İnsanlar daha da şaşırıyor, hem Anais'in güzelliğine, hem kısacık saçlarına, hem cesaretine hem de kendilerince olan aptallığına. "Adamın ölmesine müsaade ettin! Yangını da sen mi çıkardın yoksa ha?"

Kadın cevap vermezken Anais onun kadar sakin kalamıyor. "Adam karısını kurtarmak istiyordu, o sadece engel olmadı. Asıl hata sizde!"

"Adam sarhoştu!" Gelen karşıt görüşe karşılık çenesini dikleştirerek kaşlarını kaldırdı. "Olmasaymış." Bir erkeğin bir kadın için ölmesi öyle hoşuna gitmişti ki sabaha kadar bunu tartışabilirdi. Sarhoş bir erkeğin ayık bir erkekten daha iyi olduğunu sanıyordu artık. Karşısındaki adam cevap bulamayınca saçmaladı: "Karısı delirmişti, tek başına ölmeyi hak ediyordu."

"Belki deli olan o değildir, aklını bile kullanamayan bir erkek daha deli sayılmaz mı? Kadın sadece ölmek istiyordu, yanlış mı biliyorum?" Adam yine kalakaldı. "Bu kadın şeytanın çırağı!"

Herkes yuhalayınca Anais neye uğradığını şaşırdı, her yerden taş gelmeye başlamıştı. Yanındaki kadın Anais'i iri gövdesiyle kapatmaya çalışıp insanlara haykırıyordu ama Anais şimdi gerçekten aklını yitirmişti. Öfke ikinci bir kişilik gibi nüksettiğinde hançerini çıkarıp kadının kolları arasından sıyrıldı, önce tartıştığı adamın boğazına hançeri sapladı, gözünü bile kırpmadan sergilediği bu davranış insanları püskürttü ama Anais durmadı. "İnsan olamaz!" diyen kadın saniyeler sonra Anais'in hançeriyle öldü, hemen peşinden adamın biri haykırdı: "Ruhunu iblise satmış, yanaşmayın!"

GEÇMİŞİN RUHLARI: KAMELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin