14. Bölüm 'Ders'

13.8K 913 522
                                    

Günün sözü: Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamayalım? Hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz, aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşlarıyız ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz. Aunius Aurelius Simachus

Bölüm müziği: Ball me by your name

'Saklanış'

Hoş geldiniz.

Vote verdiyseniz okumaya geçelim.

~~~

Ah ne güzeldi o yıldızlar. Geceleri ağlarken hangimiz en parlak yıldızdan değil de onun küçüğünden yardım istememişti?

Hangimiz ondan dilek istememişti?

Hangimiz onlara 'Allah beni duysun.' diye ağlamamıştı?

Korkuyla Arise bakarken köşeye çekildi. Aynadan onu takip ederken köşede ki sandalyeyi yerde sürükler şekilde, ses çıkartarak yanıma getirdi.

Sürüklediği sandalyeyle yanı başıma ters bir şekilde oturup, gözlerimin içine baktı. Gözlerimi onun gözlerinden çekip tam karşıya odakladım.

Ona bakmak istemiyordum.

Aris ısrarla gözlerini benden çekmeyince yutkundum. Burada ne aradığımı bilmiyordum ama umarım mavi gözlü adam ve arkadaşları oradan kurtulmuş olurdu.

Benim canımın bir önemi yoktu. 

Aris artık ona bakmadığım için sıkılmış olacak ki çenemden tutarak kendine çevirdi. Biraz sert çevirdiği için canım yanmıştı.

Hem psikolojik hem de bedensel acı yüzünden göz yaşlarım yavaş yavaş akarken Aris kaşlarını çattı.

Kafasını yukarı çevirip birkaç şey mırıldandı. Elini çenemden çekerek, göz yaşlarımı sildi.

''Anasını satayım ağlama!'' Göz yaşlarım bağırmasıyla daha çok akarken Aris paniklemiş gibi;

''Tamam! Tamam ağlama sadece iyiliğin için! Kızım kıyamıyorum ağlamasana!'' Göz yaşlarım daha çok akarken, Aris ağzımda ki şeyi çözmekle uğraşıyordu. 

Onun dediklerini algılarken ağlamam durmuş, iç çekişlerim başlamıştı. Korkum yerini korurken ağzımdan çekilen şeyle ağzım sızlasa da geri kapattım.

Aris hızlıca ellerimi ve ayaklarımı çözerken benimle konuşmaya çalışıyordu.

''Korkma sadece iyiliğin için yapacaktım.'' Kafamı iki yana sallayıp, ondan uzaklaşmaya çalıştım. Aris kollarımdan tutarak sabitledi.

''Biliyorum yapmamam gerekiyordu. Bir saniye beni dinler misin?'' Korkudan ağzımı açamıyordum. Eski halime geri dönmüş gibiydim. 

Karşımda babam varmış gibiydi.

''Bak sakinleş!'' Aris sinirle bağırdığında kıpırdamadan durdum. Korkuyla kendimi kasınca beni sarsmayı bırakmış, kollarını üstümden çekmişti.

Nefeslerim düzenleşirken Aris benden biraz uzaklaştı. ''Sadece dört gündür uyuyorsun. Uykunda kendine zarar vermemen için bağladım seni.''  Anlamaz gözlerle Arise bakarken bir adım daha geriledi.

''Hastalar firar etti Belçim. Kaçarlarken zehirli gazı hastaneye attılar. Hepimizi öldürmeye çalıştılar!'' Kaşlarım çatılırken ona inanmazcasına baktım.

Yalan söylüyordu.

''O gazdan en çok sen etkilendin. Bu aklını yitip, kendini intihara en acı şekilde sürüklemene yol açacaktı! O yüzden seni bağladım şimdi sakin ol tamam mı.'' Kızarmış bileklerimi ovalarken neye inanacağıma şaşırmıştım.

LİTOST (+18) 'Askıda' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin