8.Bölüm "Öpersem"

32K 1.2K 702
                                    

Günün sözü: "Bazen, kimsenin hakkında hiçbir şey düşünmediği insanlar, kimsenin hakkında hiçbir şey düşünmediği şeyleri yapabilen kişilerdir."
-Alan Turing

Bölüm müziği: medyadakini açın ve kulaklık takın hiçbir şekilde pişman olmazsınız çok iyi.

Düzenlendi.

"Öpersem"

•••

Yağmur şiddetini arttırırken Sırtımı bir kez daha geriye doğru gerdim. Kasılan omuzlarım yavaş yavaş gevşerken esnedim. Amacım Arisin uykusunu getirmekti.

Fakat değil uykusunun gelmesi, kıpırdamıyordu. Beyaz odada sırtı bana dönük bir şekilde telefonla oynuyordu. Oflayarak ayağa kalktım. Arkasından sessiz sessiz yaklaşırken gölgem üstüne düşmüştü bile. Beni fark ederek telefonunu hızlıca kapattı.

Kafasını geri atarak bana baktı. Adem elması belirleşirken kaşlarını kaldırdı. ''Belçim?'' dediğinde hiç çaktırmadan toparlandım. ''Bir şey mi istemiştin?'' Gözlerimi hafif kısarak başımı salladım.

''Uykum geldi.'' Aris sanki bir şey hatırlamış gibi hızlıca toparlandı. Elinde duran telefonu hızlıca cebine atıp: ''Tabi aklıma gelmedi bir an. Sen geç burada uyu ben alt katta bir odada yatarım.''

Alt katta yatmak benim için daha avantajlı olacaktı. ''Ah, hayır!'' Aris Ani çıkışıma bir anlam veremeyerek kaşlarını daha fazla çatarken kendimi açıkladım. Aklıma ilk gelen yalanı söyleyerek açıkladım kendimi.

''Beni buraya getirdin, iyi davrandın ama bu kadarı fazla olur beni mahcup ettirirsin. Lütfen alt katta ben kalayım rahatını hiç bozma.'' Masum masum Arise bakarken onaylamasından başka çarem yoktu.

''Olmaz öyle şey!'' Dudaklarımı büzerek mırıldandım. ''Lütfen... Hem yağmur yağıyor gök gürültüsünden korkarım. Üst katta olduğunu bilirsem hemen yanına çıkarım. Ama alt kata inemem.''

Kaşlarını alayla kaldırırken: ''O nasıl oluyor?'' dedi. boynumu yana yatırırken, ''Prensip meselesi'' dedim.

Omuzlarını önemsiz bir şey demişim gibi silkti. ''Pekala.'' Ayağa kalkarak onu takip etmem gereken bir hareket yaptı. Beklemeden peşine takılarak ilerledim. Kapıyı kapatmadan etrafıma baktım son kez.

Aris ıslık çalarak aşağı kata inerken bende peşinden paytak adımlarla gidiyordum. Odanın önüne gelince elini içeriye doğru uzatıp: ''Buyurun madam!'' dedi.

Odaya girerken yukarıya kıyasla beyaz rengin daha az rahatsız ettiği gerçeği vardı. Krem rengi duvarlar rahatsız etmiyordu. Bir yatak, dolap ve koltuktan oluşuyordu. Ve bayağı yüksekte olmamıza rağmen 'Delilerin olduğu bir hastanede olmamıza rağmen' camda koruma yoktu ve ittirince açılan tiplerdendi.

''Bugün idare et yarın düzenleriz.'' Arisin konuşmasıyla odadan gözlerimi çekip ona baktım. ''Gerek yok gayet iyi. Teşekkür ederim ve iyi geceler.''

Aris son kez bana bakarak bir sorunum olup, olmadığına emin olmaya çalıştı. Son an aklına bir şey gelmiş gibi eliyle bir dakika yapıp, cebinden saat çıkardı.

Bileğimi tutarak kendine çekti. Bileğime takmaya çalıştığı saate baktım. Siyah bileklik gibi bir saati.

"Yanın da telefon yok. Saatler ilaçların verilme saati için önemli." onu kafamı sallayıp onaylarken saati bileğimi acımayacak şekilde sıkıp, bıraktı.

LİTOST (+18) 'Askıda' Where stories live. Discover now