16.Bölüm 'Bulmak'

12.5K 885 498
                                    

Günün sözü: Üzülme, en azından herkesle hayal kuramaman gerektiğini öğrendim!

Bölüm şarkısı:  Die Antwoord - Alien

'Bulmak'

Vote verdiyseniz başlıyoruz.

Hoş geldiniz :)

--- 

İLAHİ BAKIŞ AÇISI

Derin nefes alırsın havanın soğukluğunda, içine işlemesi gerekirken ateşini daha çok harlar.

Toygar arkadaşından gelen mesajla derin nefes aldı. Bulmuştu küçüğü.

Hızlıca mesajlara girip, resmi büyüttü. Okuduğu bilgilerle kaşlarını çattı.

Burası çok ayrı bir yerdi. Oraya yatla gidilmezdi. Hava yolunu kullanmış olmalı diye düşündü.

Hızlıca telefonunda ki resmi kırpıp, kaptanına yolladı.

'Bir saat sonra yola çıkacağız. Hazırlığınızı yapın, sheld ekibini ayarlayın.'

Yazıp, yolladı. Şimdi o bir saatlik sürede yüsrayla ikinci aşamaya geçmesi gerekiyordu.

Telefonu cebine koyup, yerde duran et, naylon ve benzini aldı. Islık çalarak yukarı çıkmaya başladı.

Gülümseyerek merdivenleri ağır ağır çıktı. Yüsranın yanına gelince ona bakmadan karşıda dik bir şekilde duran direğe eti sardı.

Sardığı eti naylonla sarınca üstüne benzini güzelce döktü.

Bidonu köşeye bir yere fırlatıp, cebinden çakmağın çıkardı. Toygarın gözleri Yüsrayı bulduğunda sırıttı.

Yüsra çökmüş yüzüyle ruhsuz şekilde sırıttı. Kendini halsiz hissediyordu. Ruhu bedeninden çıkmış gibi salınımış duruyordu.

Toygar karşısında ki esere bakarak sırıttı. Yapacağı son hamleyi kaldırırsa  üçüncü aşamaya geçelerdi.

Kaldırmazsa da canı sağ olsundu.

Toygar cebinden çıkardığı çakmağın kapağını açtı. Boş depo da yayılan sesle sırıttı.

Yüsranın bakışları Toygarı bulduğunda ne yapacağını anladığında yere attı kendini.

Yalvardı Toygara;

"Lütfen... Lütfen yapma." Toygar Yüsranın sesini duydukça aklına Belçimin sesi geliyordu.

O da yalvarmış mıydı böyle Arise?

Toygar umursamayarak çakmağı Yüsranın gözüne baka baka attı. Odada yanık et kokusu hakim olana kadar bekledi.

O kokuyu alınca yüzünü buruşturdu. Karşısında ki bitik kadına bakmadan çıktı dışarı.

Küçük sarı kızını bulmalıydı.

~~~

Herkesin aksine Aris ve Belçim çok rahat bir şekilde kumdan kale yapıyordu.

Aris, Belçimin vicdanını geçirmiş onunla ilgileniyordu.

Ona verdiği düşük doz sakinleştiriciler onu pamuk gibi yapmıştı. Bu işte en çok Arisin işine geliyordu.

Kendi tişörtüyle bağdaş kurup, kumdan kale yapan kıza baktı.

Ne güzeldi o öyle. Yaptığının bir cezası olacaktı elbet böyle kalmayacaktı.

Belki de onu öldürürdü.

Aris ağır ağır Belçimi süzerken Belçim "Aris kumdan kalem yıkılıyor!" diye söylendi. Aris ona verdiği sakinleştiricinin etkisine bir kez daha şaşırdı.

Gerçekten sakinleştirici mi vermişti ki?

Aris gülümseyerek Belçimin yanına gitti. Bir elibi Belçimin kafasına usul usul götürdü. Kafasını hafifçe okşayarak;

"Yıkılsın seninle o kaleyi çimentodan yaparız." dedi. Belçim gülümseyerek kafasıyla onayladı.

Yapardı.

Fazlasıyla sakin bir şekilde karşısında ki kumla oynayan kıza baktı. Onun sakinliği o kadar güzeldi ki Aris onunla bez bebek gibi oynamak istiyordu.

İçi dolu bir bez bebek...

Sinirle kafasını gök yüzüne çevirdi. Sabaha karşı saat altı olmalıydı. Yanında ki genç kıza yaptığı aşı onu fazlasıyla enerjik, uysal bir kedi yapmıştı.

Enerjisini atması için buraya getirmemiş miydi onu? Kum da enerjisini atabilirdi.

Aris üstüne düşen birkaç damlayla kaşlarını çatarak Belçim de olan bakışlarını gök yüzüne çevirdi.

Havanın karanlığını saate vursada hava yavaş yavaş turuncu bir hal alıyordu. Aris bakışlarını halen kum da oynayan kıza çevirdi.

O ilaç sadece Arise göre sakinleştiriciydi.

Kim bilebilirdi ki gerçekte ne olduğunu?

Aris, Belçimin koltuk altlarından tutarak kaldırdı. Kolunun altına aldığı genç kız ona sırnaşınca onu kolunun altına iyice sıkıştırdı.

Ona sırnaşması Arisin hoşuna gidiyordu.

Belçimin bilmeden yaptığı bu hareket genç adama fazlasıyla zevk veriyordu. Yağmurun hızlanmasıyla kolunun altında ki genç kızı biraz daha kendine çekerek evine girdi.

Kapıyı ardından ayağıyla kapatırken karşısında az da olsa ıslanmış kızın güzel bakışlarını hissetti.

Onun kolundan tutarak banyoya çekiştirdi. Belçim sanki itiraz etmeye hakkı yokmuş, hatta itiraz etmek ne demek bilmiyormuş gibi Arisle  gidiyordu, ona uyuyordu.

Aris, Belçimi banyoya soktuktan sonra kısa sarı saçlarını havluyla kurladı.

Banyo da Belçimin sesi yankı yaparken Aristen uzaklaşmaya çalıştı.

"Ya Aris!" sanki hiçbir şey olmamış gibi Arise kıkırdıyordu.

Aris onun bu tatlı hallerine içi giderek baksana cezasını verecekti illa ki yaptığı şeyin bedelini ödeyecekti!

Aris sıcaklık yüzünden mayışarak kendisine yaslanan kıza kolunun tekini doladı. Havluyu onun kafasına sarıp, diğer kolunu da ona sardı.

Kucağına alıp, odasına götürdü.

Kendi yatağına yatırıp, üstünü örttü. Onun bu tatlı hallerini birkaç fotoğrafla çekip, ölümsüzleştirdi.

Aris odadan çıkarken gözü etraflarında sarılı, dışarı gözetleyen kameranın görüntülerini yansıtan modütöre kaydı.

Dışarıdan kendilerine doğru yaklaşan gemiyle kaşlarını çattı.

Belçimi uyandıracaklardı!

Bölüm sonu

Ehejelekeld

LİTOST (+18) 'Askıda' Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu