5.Bölüm "Ada"

31.4K 1.6K 1K
                                    


Bölüm sözü - Sevgi birliğe, bencillik yalnızlığa götürür.

-Friedrich von Schiller

Bölüm müziği - Beka Odiladze media da var.

"ADA"

Düzenlendi

Odasına geçip, oturan küçük kız... Sahi ne kadar küçüktü ki? İğrenmiyor muydu kendinden, başarısız bulup, nefret etmiyor muydu benliğinden? Elinde uçurtmasıyla mutluluğunu yaşamak istemiyor muydu? Topuyla oynamak istiyordu. Neden nefret etmişlerdi ki ondan?

Neden nefret etmişlerdi benden?

''Kaptan kara gözüktü!'' Elimde ki dürbünle sabahtan beri ada gözlüyordum. En sonda görünce sevinçle bağırmıştım. Arise bakarken elleri cebinde, bana doğru ilerliyordu.

Bu adam bu sıcakta kot pantolonla terlemiyor muydu yahu? Siyah çekerdi ki güneşi. Yanıma geldiği zaman, elleri ile kaptan şapkamı düzeltip, koltuk altlarım'dan tuttu.

Masadan aşağı indirdiği zaman; ''Manyak mısın kızım, niye çıkıyorsun masaya?'' dedi ve devam etti;

''Neyse o zaman rotamız belli. Doğru karaya!'' Tek elini yukarıya doğru kaldırıp, bağırmıştı.

Kahkaha atıp, dürbünü yine gözüme dayamıştım. Daha rahat görebilmek için bu sefer sandalyeye çıkmıştım.

Ne yapayım yahu? Her Türk kızının bir bütün olduğu şey; Boy sıkıntısı.

Yaklaşık on dakika sonra tam net ada gözükürken, gözüme çarpan şeyle ağzım açıldı. ''Orada dev bir ev mi görüyorum?'' Gözlerimi kısıp incelerken, Aris göz devirdi;

''Ev değil hastane.'' Ağzım şaşkınlık ile açılırken Arise baktım

''Adanın ortasında hastanenin ne işi var yahu?'' Meraklı bir şekilde kendi kendime mırıldanmam Arisin duymasına engel değildi.

''Orası benim Belçim. Dediğim gibi ben Tıp Fakültesi mezunuyum. Bir kaç araştırma için gözden uzak kalmam lazım.'' Göz kırpıp söylediği şey ile bende gülümsedim. Devam etti;

''Yoksa bütün kızlar kendine zarar verip, hastaneme gelir değil mi?'' Dediği şey ile kahkaha atarken dengemi kaybetmem bir oldu. Kahkaham ne ara çığlığa dönüştü bilememiştim. Ama gözümü kapattığımdan dolayı bir şey görememiştim.

Acı ile yere çakılmayı beklerken, kavrandığımı hissettim. dudaklarım daire şeklini alırken, gözlerimi açtım. Karşımda Arisi görünce gülümsedim. Tutmuştu beni.

''Demiştim.'Hastanem olduğunu bilen her kız yanıma gelmek için kendini sakatlar.' diye değil mi?'' Gülümseme mi sonlandırıp;

''Yuri Boyka mısın sen?'' dedim. Bu sefer o gözlerini devirip, kafasını salladı. ''Evet Boyka benim.''

Yüzünü buruşturup, beni yere indirdiğinde bir kez daha anladım aramızda ki bu boy farkını. Ona kısa saçlarımı savurup, yere düşen dürbünümü aldım. Evet benimdi. Sabah erken saatlerde Arisle taş, kağıt, makas oynayarak onun sahibi olmuştum.

Küçük ellerimle kavradığım dürbün ellerimi hemen terletsede bırakmadım. Çok az kalmıştı yaklaşıyorduk! Aris yanıma gelip, karşıya baktı. Güneş gözlerini rahatsız etmiş olacak ki gözlerini kıstı. Gözlerimi ondan tarafa daha fazla çevirdim.

Sebepsiz şekilde gözlerimi ondan alamıyordum. Eğer biraz daha ona bakarsam yanlış anlayacaktı. Güneş fazla rahatsız etmiş olacak ki ellerini alnına çatı kurmak için kullandı güneşten koruma amaçlı.

LİTOST (+18) 'Askıda' Where stories live. Discover now