18.Bölüm ''Kurtuluş''

12.3K 817 168
                                    

Günün sözü: Bir gün biri sana öyle bir sarılacak ki! Kırık olan tüm parçaların birleşecek.

Bölüm müziği: Model - antidepresan gülümsemesi

'Kurtuluş'

Vote verdiyseniz başlıyoruz.

Hoş geldiniz.

Başlayalım bakalım

~~~

Sıcaklık boğazından girip, yakıcı alev başlatırdı insanda.

Toygar yerde yatan adamlarına eliyle yan kısmı gösterdi. Mesajı alan adamlar adanın etrafına doğru sürünmeye başladılar.

Aynı hareketi diğer tarafa da yapınca o tarafta aynı şekilde sürünmeye başlamışlardı. Toygar bu gün bu işi bitirecekti.

Elindeki iğneye sırıtarak baktı. O kadar güçlü bir iğneydi ki sapladığı insan ölümlerden başka yola sapacaktı.

İğneyi cebine koyup, ağaçların arkasından gizlene gizlene ortadaki eve doğru gitmeye çalıştı. Adım attığı yere dikkat ediyordu. O ruh hastasının ne yapacağı belli değildi ve Arisi canlı ele geçirmek istiyordu.

Ah o küçük burada olmayacaktı...

Arisin acı çığlıklarını dünyanın bir ucundan duyururdu Toygar!

Derin nefes alıp, durduğu yerde sakinleşmeye çalıştı. Eğer şuan ki siniriyle bir şey yaparsa olan içerideki kıza olurdu biliyordu Toygar.

Sakin adımlarla sadece bir odanın ışığı yanan eve ilerledi Toygar.

Hem karşısına hem de yere bakmak genç adamı zorluyordu. Uzun süre Arisin elinde mahkum kalmıştı ve şimdi paslanmış gibiydi!

Toygar evin dibine geldiğinde çevresinde ki adamlarına baktı. Hepsi yere yatarak, silahlarıyla gece görüşünü ayarlamış, evin her bir köşesine nişan almıştı.

Toygar onları süzüp, bir sorun olmadığını kendi aklında onaylayıp, ışığın yandığı odaya baktı.

Yarım açık perdeden yatakta mışıl mışıl her şeyden habersiz bir şekilde uyuyan Belçimi görünce tebessüm etti.

Buradan bile belliydi huzursuz uyku çektiği.

Toygar odanın içine iyice baktığında kapının kapalı olduğunu gördü. Cebinden çıkarttığı ısı demiriyle camı boydan boya çizdi.

Sessiz şekilde çizilen cama alttan vurarak üstüne düşmesini sağladı. Üstüne düşen camı tutup, kumluk alana attı.

Ses çıkarmadan düşen camla duvara tutunarak içeri girdi. Gözleri odayı tekrar taradığında olabildiğince sessiz olmaya çalıştı.

Belçimin yanına sessizce yaklaşıp, hasar kontrollü yaptı. Bir sorunu gözükmeyen kızı kucağına alıp, geldiği yere geri götürdü.

Dışarıda bekleyen adamlarından birine kızın uyanmaması için yavaşça verdi ki Belçim aldığı ilaçlar yüzünden zor uyanırdı.

Belçimin evden çıkarılmasıyla Toygar da çıktı. Evden biraz uzaklaşıp, adamının yanına gitti.

"Kızı kaptanın yanına bırak az sonra geleceğiz. Onun başında bekle." adam, patronunu onaylayıp, kucağında ki kızla sakin ve dikkatlice kaptanın yanına adımladı.

Şimdi hesaplaşma vaktiydi.

Toygar sinirle belinden çıkarttığı silahla tekrar içeri girdi. Onunla birlikte birkaç adamı daha girmişti içeri.

Yavaş ve sakince kapıya yaklaştığında kulağını kapıya dayadı. İçeriden ses gelmezken elindeki silahı daha sıkı kavrayarak kapıyı araladı.

Kafasını içeri uzattığında kimseyi göremeyince kapıyı tümüyle açtı. Eliyle işaret yapınca bütün adamları teker teker kontrollü bir biçimde içeri girdiler. Toygar silahını karşıya uzatıp, o da içeri geçti.

Adamlarının ikisini arka tarafa yollarken kalanlarla içeri doğru adımlamaya başladı. Odaların hepsini didik ederken, Arisi bulamadığı için sinirden yumruğunu sıktı Toygar.

Adamlarının da gelmesiyle belki onlar bulmuştur diyerek onlara baktı. Onlarda kafasını olumsuz anlamda sallayınca Toygar kafasıyla 'çık' işareti yaptı adamlarına. 

Hepsi evden çıkarken Toygar sağ kemer kısmına asılı bombayı çıkartıp, evden çıktı. Evin kapısını açık bırakıp, uzaklaştı. Etrafta kimsenin kalmadığına emin olunca bombayı sırıtıp, içeri salladı.  

Arkasını dönüp, evden uzaklaşırken arkadan patlayan bombanın basıncıyla etraf hafif bir kızıllığa büründü. Daha sonrasında esen rüzgarla Toygarın saçları havalandı.

Yüzüne eklediği cani sırıtışla onu bekleyen adamlarının yanına gitti. Hepsi bu adamdan ürküyordu. 

Acıması olmayan, cani bir insandı Toygar. Fakat onu ilk defa bu kadar mutlu görüyorlardı. O bu işleri bırakmıştı yaparken de bu kadar mutlu değil, duygusuzca yapıyordu.

Şimdiyse sanki çok zevkli bir iş yapar gibi canileşmişti.

Adamlarının yanına geldiğinde arka sedirde bulunan kızın üstü örtülmüş bir şekilde uyuduğunu görünce yüzündeki cani sırıtış daha düzgün bir sırıtışa dönüştü. Küçük kızını kurtarmıştı.

Toygar, Belçimin yanına adımlarken aklında olan tek şey ona artık güzel bir hayat sunabilecek olmasıydı. Arisi sonra tekrar bulabilirdi.

Onlar oradan giderken orada kalan sadece bir kişi vardı.

Aris onları tırmandığı ağaçtan sırıtarak izliyordu. Elinde tuttuğu dürbünle Belçim'e odaklanmıştı şuan o ayrı meseleydi.

Elindeki dürbün Belçimindi. Dürbününü almadan mı gidiyordu? Ona kesinlikle dürbününü verecekti.

Hem de kendi elleriyle.

Bölüm sonu

Yeni kitabıma baktınız mı🤠🐌

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yeni kitabıma baktınız mı🤠🐌

LİTOST (+18) 'Askıda' Where stories live. Discover now