6.Bölüm "Teklif"

29K 1.4K 834
                                    

Bölüm sözü - - Zaman zaman yine uykusuzluk çekiyorum ama...

Çokta takılmıyorum artık bu uyku konusuna,

Uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu yana...

- Cahit Sıtkı Tarancı

Bölüm müziği: Duman - Haberin Yok Ölüyorum

"Teklif"

Düzenlendi!

O bir köpek ama koyun gibi giyinirdi- Aris Basten

~~

Kendi canından parçaya kıyabilir mi bir anne? Doğmamış çocuğunu öldürmeye kalkarken doğurabilir mi? Prematüre bebektim ben. Doğumum 36 haftalıkken olmuştu. 1060 Gram olarak doğmuş, kalbinde ki hasarla yaşama tutunmuştum. Zihinsel olarak etkilenmiştim bu durumdan. Duygu olarak'ta!

Ama tam tersine etkilenmiştim. Eksiğim değil haddinden fazlası vardı bende. Peki neden erken doğmuştum? Ah annem...

Beni öldürmek için uğraşırken erken doğurmuştu. Prematüre bebek olarak yaşamam bir mucizeydi. Allah istemişti ve olmuştu.

Neden istememişti annem beni?

''Siktir!'' Düşüncenin sırası mı kızım? Hızla arkamı dönüp, sesin geldiği yere baktım diyeceğim her yer aynı nereden geldi bu ses?

''Küfür etme ufaklık.'' Aşinası olduğum kelime ve ses tonunun sahibini çıkaramazken bağırdım:

''Neredesin?'' Tık tık tık... Demire vurulma sesi kulağıma ulaşırken yavaş adımlarla bulunduğum odada ortaya doğru ilerlemeye başladım. Ses gelmeyince tekrar bağırdım;

''Sana diyorum neredesin?'' Şuan kim olduğundan çok nerede olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı.

Arisleyken yükselen cesaretim sanki saat geçtikçe azalıyor gibiydi.

Bütün cesaretim uçmuş, babamın yanında ki korkaklığım geri gelmiş gibiydi.

Bunun düşünme sırası şimdi değil Belçim!

Şu an bu sesi yapan kişinin yerini öğrenmem gerekiyordu.

Nerede olduğunu bulabilirsem onunla konuşabilirdim çünkü.

''Oda da olmadığım kesin!'' İğneleyici cümlesiyle homurdandım. Benim homurdanmamı takmayarak;

''Çıkardığım sese doğru gel. Odanın içini tam hatırlamıyorum.'' Boğuk sesiyle kaşlarımı çattım zar zor nefes alıyor gibiydi. Oda da değilsen benim burada olduğumu nasıl gördün?

Sese doğru ürkekçe birkaç adım atıyordum.

Çıkardığı sesin tam önünde durunca, konuştum tekrardan:

''Kes artık şu sesi baş ağrıtıyor.'' Sinirle kurduğum cümlemde gayet haklıydım. Can sıkıcı bir sesti. Her ne kadar kendimden beklenmedik bir şekilde cesaretli davransam da isteyerek yaptığım bir şey değildi.

İçim de birden patlayıp, sönen Volkan gibiydi.

Aynı sesi son kez çıkardığında dişlerimi sıktım.

Kafamın içinde çalıyor gibiydi. Babamın hafta sonları saat dokuzdan önce kalkmazsam, uyandırmak için çıkardığı sese benziyordu.

O bana askeriymiş gibi disiplinli davranıyordu.

''Özür dilerim prenses!'' Gözlerimi devirip, sesin geldiği yere çöküp, sırtımı duvara yasladım. ''Kimsin ve duvarın arkasında ne yapıyorsun?'' dedim. Oda benim gibi sırtını duvara yaslamış olacak ki hissettim.

LİTOST (+18) 'Askıda' Where stories live. Discover now