Bölüm 1 : Annene Benziyorsun

2.4K 78 48
                                    

Alev Atalay..

Merhaba, ben Alev. Alev Atalay. Elimdeki fırçayı bırakıp duşa girdim. Üzerimdeki renkli boyalar üzerimden akarken çizdiğim karanlık tabloyu düşündüm. Siyahlarla dolu bir tablo olmuştu. Üzerimi giyip odadan çıktım. Aşağıya indiğimde orta yaşlardaki kadın bana gülümsedi.

"Bende sizi tam yemeğe çağıracaktım Alev hanım. Engin bey sizi bekliyor." Cevap vermedim. Masaya oturdum.

"Başla." Yemeğe başladık.

"Yarın doğum günün, dışarı çıkabilirsin."

"Doğum günümü kutlamadığımı sana kaç kere söyledim, baba."

"Bende sana kaç kere kutlamanı söyledim, kızım."

"Annemin ölümüne sebep olan bir doğum kutlamak istemiyorum. On yedi yaşıma girdim. Kendi kararlarımı kendim veririm."

"Bana sormadan hiçbir şey yapamazsın. O odayı bir daha açmaya kalkma. Sana orayı yasakladım.!"

"Sen, nereden-"

"Burası benim evim, her şeyden haberim olur.!"

"Bana sesini yükseltme.!!" Sinirle kalkıp odama çıktım. Elime aldığım telefonumu açıp Deniz'i aradım.

"Selam güzellik."

"Selam."

"Ne oldu? Sesin kötü geliyor?"

"Babamla tartıştık biraz, sorun yok. Nasılsın?"

"İyiyim, öyle bir şeyler izliyorum."

"Anladım."

"Ee benim kapatmam gerek sonra ararım canım."

"Tamam." Telefonu kapattım. Yatağa oturdum. Bana annemin fotoğrafinı bir kere bile göstermemişti. Annemi benden saklıyor ama beni doğururken öldüğünü söyleyip canımı yakıyordu. Yıllardır bir kere bile doğum günümü kutlamadım bu saatten sonra da kutlamayacaktım. Ayağa kalkıp aşağıya indiğimde babam olacak adamın gitmiş olduğunu gördüm. Hızla yukarı çıktım. Kilitli odanın kapısını geldiğimde dokundum. Bu odada her ne varsa annem ile ilgiliydi ve ben bunu öğrenecektim. İlk olarak anahtarı bulmalıydım. Odama geçip gözlerimi kapattım..

Gözlerimi yeniden açtığımda bok gibi bir pazar gününe girmiştik. Sıkıntılı bir nefes verip banyodaki işlerimi halledip üzerimi değiştirdim. Aşağıya indiğimde hizmetli yanıma geldi.

"Alev hanım, Engin bey sabah erkenden istanbula gitti. Uyandığınızda onu aramanızı istedi." Başımı sallayıp telefonumu aldım. Geniş salona geçip kalçamı koltuğun deri koy koyma yerine yasladım.

"Arası demişsin?"

"Kızım, ani işimden dolayı istanbula geldim. İşimin ne zaman biteceği belli değil. Bu süreçte evden çıkma. Tehlikeli."

"Yine mi? Yine ne kötülük yaptın insanlara da bana bulaşıyorlar? Yine ne kötülük yaptın?"

"Eski mevzu. Boşver. Sen sadece evden çıkma. Lütfen."

"Tamam, çıkmam."

"Bahçedeki adam sayısını iki katına çıkardım. Dikkatli ol."

"Tamam." Telefonu kapatıp heyecanla etrafa bakındım. Anahtarı bulmam için harika bir zamandı. Hızla odasına girdim. Siyahlarla döşenmiş odasının çekmecelerine bakarken hiçbir şey bulamamıştım. Hiç misafir gelmese de olan misafir odalarına da baktım. Hiçbir yerde yoktu. Çiçeklerin içine, vazolara, biblolara. Her yere baktım. Öylece koltuğa oturdum.

Erkek LisesiWhere stories live. Discover now