Bölüm 12 : Özür Dilerim

1.6K 78 17
                                    

Beynimin içinde dönüp duran sızıyı hissediyordum. Gözlerimi açmak istiyordum. Uzun rüyadan artık gözlerimi açmak istiyordum. Nefes almaya çalışıyordum ama göğüsüm tıkanıyordu. Nefes alamıyordum. Gelen sesler kulağımı acıtıyordu. Sonra göğüs kafesimin üzerinde inanılmaz bir acı hissettim. Yataktan zıpladım. Gözlerim acı içinde açıldığında ağzımdan derin nefesler almaya başladım.

"Uyandı.!! Sonunda uyandı.!! Ailesine haber verin.!"

Dilim tutulmuş gibiydi. Ne kadar olmuştu uyuyalı? Ağzımı açsam konuşamayacak gibi hissediyordum. Yutkundum. Boğazımın kurumuş olduğunu anladım. Su istiyordum. Gözlerim açık öylece en son ne olduğunu düşündüm. Ben. Ben kendimi vurmuştum. Ben kendime zarar vermiştim. O anda ölmek istemiştim ve bunu yapmıştım. Nefes alışlarım hızlanırken başımdaki doktor ve hemşireler bana bir şeyler yapıyorlardı. Kıpırdamak istiyordum ama olmuyordu. Ağzımdaki maske nefes almamı zorlaştırıyor bir an önce çıkarmak istiyordum. Sonra karşıda camın ötesindeki ailemi gördüm.
Anıl.
Emre.
Ayhan teyzem.
Sâre teyzem.
Dayım.
Amcam.
Dedem.
Anneannem.
Serkan.
Babam.
Ve annem..
Annemdi, tam karşımda duruyordu. Kanlı canlı. Gözümden bir yaş düştü. Bana el salladıklarında yatağa değen parmaklarımı kaldırdım. Maskeyi açtıklarında derin bir nefes aldım.

"Konuşabilir misin?"

"E-evet."

"Öncelikle, sana neler olduğundan bahsedeceğim. Dört yıl önce hastanemize giriş yaptınız kurşun yaran vardı ve beyin kanaman vardı. Kurşunu çıkardık ama beyine giden sinirlerin zarar gördüğü için ve beyinde kanama olduğu için komaya girdin. Bu gün uyandın. Şimdi bir kaç test yapacağız ve neler hissettiğini söyle."

Dört yıl demişti değil mi? Tam dört yıl. Dört yıldır burada yatıyorum. Koluma batırılan iğne ile hafifçe inledim.

"Acıdı."

"Burada hissediyor musun?" dedi iğneyi ayaklarıma ve bacaklarıma batırırken. Hiçbir şey hissetmiyordum.

"Hayır hissetmiyorum." Korku ile karşımdaki doktora baktığımda içeri annem ve babam girdi.

"Doktor, durumu nasıl?" dedi annem. Yutkundum.

"Bacaklarda his kaybı var. Ama geçici. Fizik tedavi ile kısa sürede yeniden yürüyecek."

"Geçecek değil mi?" dedim korkuyla.

"Evet geçecek. Biz sana birkaç test daha yapacağız eğer sonuçların güzel gelirse yarın taburcu olabilirsin."

"Teşekkür ederiz doktor." doktorlar çıktığında herkes içeri girdiler. Anneme sarılmış öylece yatakta duruyordum. Kokusunu uzunca içime çektim...

Herkes ile konuşmuştum. Dört yıl içinde olanların genel bir şekilde anlatmışlardı. Onu. Evlenmemişti. Selin'i yurt dışına ailesi ile birlikte göndermişti. O hâlâ buradaydı. Arada beni izlettirdiğini öğrenmiştim Serkan'dan. Neden yapıyordu ki? Vicdan azabı çekmesini istedim. Eve tekerlekli sandalye üzerinde gittiğimde yeni bir eve taşınmış olduklarını gördüm. Oldukça güzel ve cıvıl cıvıl gözüküyordu. Gülümsedim. Eve girdiğimizde Anıl beni kucağına alıp bir dört merdiven inip salona geçti. Benim için hazırlanmış bir yatak olduğunu gördüm. Anıl beni yatağa bıraktığında ona gülümsedim..

Üç gün dinlenmek istedim. Üç gün sonra fizik tedaviye başlayacaktık. Saat gecenin kaçıydı bilmiyorum. Hava karanlık herkes uyuyordu. Kapıdan beni izleyen birini gördüm.

"Buraya gel." dedim net sesimle. Korku ile etrafına baktı.

"Seni gördüm, gelmezsen daha kötü olur." Yavaşça saklandığı yerden çıkıp yanıma geldi. Babamın korumalarından biriydi.

Erkek LisesiWo Geschichten leben. Entdecke jetzt