Bölüm 6 : Sen Benim Kızımsın

1.8K 84 3
                                    

Güzel bir yemek yemiştik. Bartu hiç konuşmasa da biz Selin'le güzel bir sohbet etmiştik. Bartu çok dalgın gözüküyordu. Bir şeyler düşündüğü belliydi. Yemek bitmişti ve Selin bir şey unuttum diyerek yukarı kaçmıştı. Şaşırdığım şey ise Bartu'nun sofrayı toplarken bana yardım etmesiydi. Konuşmadan yardım etti. Bulaşıkları makineye dizdi. Ellerini yıkayıp yeniden kapının önünde çıktı. İşimi bitirip ellerimi yıkadıktan sonra bende yanına çıktım. Bir eli cebinde, diğer eli dudaklarındaki sigarada öylece sigara içiyordu.

"İçme artık şunu." dedim havaya kalkan kaşımla. Elimi dudaklarındaki sigarayı almak için uzattım ama birden sigarayı iki parmağının arasına alıp dudaklarından uzaklaştırdı. Parmak uçlarım dudaklarına dokundu. Sıcak dudakları aralandı ve gri dumanı ellerim hâlâ dudaklarındayken dışarı saldı. Yemyeşil gözleri kızıl gözlerimi yakarken elimi geri çektim.

"Bu gün, Selin'e dediklerini duydum."

"Hangi dediklerimi?"

"Olduğu gibi kabul etmek ile ilgili şeyler. Sana göre olduğu gibi kabul etmenin tanımı ne?"

"Bir insanı tüm yanlışları ve doğrularıyla kabul etmek. Onu öyle kabullenmek."

"Peki bir insanı sadece yanlışlarıyla kabullenir misin?"

"Yapabildiğim kadar yanlışlarını doğru yaparım."

"Ya yapamazsan?"

"O zaman benim yapabileceğim bir şey kalmaz. Ben onun için her şeyi yapmış olurum. Onu değiştirmeye çalışırım ama o öylece durursa, kendi yolundan gitmeye devam ederse benim yapabileceğim bir şey kalmaz. Ama sen bana bir cevap vermedin? Değişmek isteyip istememenle ilgili?"

"Selin haklı, boşa kürek çekmiş olursun. Ben değişmem."

"Bırak da ben boşa kürek çekeyim. Sadece biraz çabalasan her şey yoluna girecek. Mesela buna Selin'i dinlemekle başla. Sorunlarını dinle, ceza vermeden. Ve emin ol, o verdiğin cezalar sadece Selin'i daha kötü bir yola sokar. O yoldan çıkmayı başarırsa işte o zaman kendi ayaklarının üzerinde durur. Ama oraya hapis olursa, sen değiştiğin zaman bile onu o hapisten çıkaramazsın. Ve emin ol, bir kız çocuğunun yarası olmak istemezsin. Çünkü o yara, geçmiyor."

"Senin yaran kim?"

"Boşver, bana hâlâ cevap vermedin hayır yani sanki çıkma teklif ettim. Alt tarafı değişmek isteyip istemediğini sordum?" Güldü.

"Çıkma teklifi etsen öylece durmazdım."

"Durmayıp ne yapardın?"

"Bunu da o zaman görürüz."

"O zaman derken? Sana çıkma teklifi edeceğimi mi düşünüyorsun?"

"Etmez misin?"

"Ya sen konuyu dağıtıp duruyorsun." Sıkıntılı bir nefes verdi.

"Deneyeceğim, ama değişmeyeceğimi anladığın anda bırakacaksın." Ani bir hareketle sarıldım.

"Söz. Hem sende değişeceksin." Kollarımı öylece boynuna dolanmıştı. Geri çekileceğim sırada kollarını belime doladı. Aramızdaki mesafeyi kapatıp daha sıkı sarıldı. Burnunu saçımın içinde hissettim. Derin bir nefes aldı.

"Beni rahatlatıyor."

"Ne?"

"Kokun." Yutkundum. Kasılmayı bıraktım. Bende ona sarıldım.

"Değişeceksin, inanıyorum. Ve buna şeyle başlayabiliriz."

"Neyle?"

"Selin babamla konuşmadı." Parmaklarının belimdeki baskısını hissettim.

Erkek LisesiWhere stories live. Discover now