Bölüm 1: Truva Operasyonu

17.3K 481 11
                                    

Adım sesleri yaklaşırken küçük kız gözlerini kapattı ve kıpırdamadan durmaya çalıştı. Nefesini bir düzene koymak için çabaladı ama başarmayınca sadece kadının bunu fark etmemesini umdu. Zihninde, ezberlediklerini tekrar etti. Sol, ikinci sağ, sol, altıncı sağ, dördüncü ev.

Adım sesleri giderek arttı ve yoklama yapmaya gelen kadının mırıldanmasını duydu. "33 numara Büşra." Kadının kağıt üzerinde yaptığı karalamayı işitti. Kadın şimdi de kendi yatağının ayak ucundaydı. "34 numara Yeşim." Kağıdın üzerindeki karalamaları ve sonra uzaklaşan ayak seslerini duydu. Gözlerini hafifçe araladı ve bir sonraki yatağa geçmiş olan kadına baktı. Kıpırdamadan yatmaya devam ederken kadının elindeki kağıda yaptığı işaretlemeleri izledi. Kadının gitmesini beklerken aynı sıralamayı tekrarladı. Sol, ikinci sağ, sol, altıncı sağ, dördüncü ev. Kadın bütün yatakları dolaşıp yoklamasını bitirdikten sonra yatakhaneden çıktı.

Bir süre bekleyip kadının gittiğinden emin olduktan sonra boğazına kadar çektiği yorganı üzerinden attı ve sessiz olmaya dikkat ederek yavaşça yataktan çıktı. Yatağının kenarına bıraktığı ayakkabılarını eline alıp parmak uçlarında yürüyerek yatakhaneden çıktı. Çıkışa kadar sessizce ilerledikten sonra güvenliğin televizyondaki bir maçı seyretmesi ve tüm dikkatinin onun üzerinde olması sayesinde en çok korktuğu aşamayı çok kolay bir şekilde atlattı. Yurttan çıktığı gibi yağmur damlaları yüzüne çarptı ama o anki mutluluğuyla bunu hiç umursamadı. Ayakkabılarını ayağına geçirip günlerdir kafasında tekrar ettiği yolu yağmurun altında koşmaya başladı.

***

Araba yavaşlarken gördüğüm kalabalık karşısında istemeden küfür ettim. Uğraşmam gereken sorunların arasına bir de bu kalabalık eklenmişti. "Basın mensupları." Yanımdaki şoför, iki kelime ile durumu özetlerken derin bir nefes alıp kafamı arkama yasladım. Bizi fark eden birkaç kişinin kamerası çoktan bize yönelmişti. Neyse ki arabanın camlarında siyah film vardı ve içeriyi göstermiyordu. Bir de haber sitelerinde dolaşacak fotoğraflarımla uğraşmam gerekmeyecekti.

Günlerdir çektiğim baş ağrısı yine kendini hissettirirken bu durumla nasıl baş edeceğimi düşünüyordum. Basını uzaklaştırmam mümkün olsaydı bunu hiç düşünmeden yapardım ama kalabalıklardı. Aralarından geçmem gerekecekti.

Arabanın torpidosunu açıp güneş gözlüğünü ve siyah maskeyi çıkardım. Gözlüğü ve maskeyi takıp omzumda öylece bıraktığım kulaklığı kulağıma geçirdim. Diğer arabalardaki korumaların konuşmaları anında kulağıma dolarken arabanın kapısını açıp indim. Arka tarafta oturan iki koruma, Sait ve Polat benimle birlikte arabadan inip beni takip etmeye başladı. "Beni dinleyin."

Kulaklığımdan kulağıma dolan sesler anında kesildi. Herkes vereceğim emirler için bekliyordu. "Etrafın güvenliğini sağlayın. Çıkış kapısının önünü boşaltın. Biz çıkarken eğer basın üzerimize çullanırsa hepinizi doğduğunuza pişman ederim. Ne yapın edin uzaklaştırın şunları. Medyaya bir tane bile fotoğraf düşmeyecek." Kulaklıktan senkronize bir şekilde yanıt geldi. "Anlaşıldı."

Üzerime doğru gelen basını engellemek için yanımda olan Sait ve Polat beni aralarında oluşturdukları boşluğa aldı ve rahat yürümem için alan sağladı ama elleri ile kameraları ve mikrofonları engellemeye çalışmaları bir anlam ifade etmiyordu. Kameralar ve mikrofonlar dört bir yandan yüzüme doğru uzatılıyor ve her bir muhabirin sorduğu sorular birbirine karışıyordu. Her ne kadar soruları duymazdan gelmeye çalışsam da bazıları zihnimde diğerlerinden daha fazla yer ediniyordu.

"Düvenci Holding'in yönetim başkanı bugün serbest bırakılıyor. Mehmet Kaan Korkmaz Holding'de eski pozisyonuna mı dönecek?"

"Mehmet Bey'in hangi suçlamalarla içeriye alındığını hepimiz biliyoruz. Mehmet Bey'in bahsi geçen terör saldırılarını finanse ettiği doğru mu?"

SESSİZ SİPERDär berättelser lever. Upptäck nu