Bölüm 44: Kurulu Tuzaklar

2.4K 240 30
                                    

1 Hafta Önce

Bir kasa dolusu kuru sıkı silahı inceledim. Farklı modellerde silahlar ihtiyaç duyacağımızdan daha fazlaydı. Bu fazlalığı atış talimi yapmak için kullanabilirdik ama yakın çevrede siviller varken gözleri üzerimize çekmek istemiyorduk. Silahlardan uzaklaşıp masaya doğru ilerledim.

Bahçenin ortasında olan masaya oturmadan önce kendime bir bardak çay doldurdum. Masaya geçtikten sonra masanın üzerindeki haritayı önüme çektim. Üzerinde belirlediğimiz güzergah, saldırıyı yapacağımız nokta ve uyarı noktası işaretliydi. Yarın birkaç kişiyle beraber bu güzergahı kontrol etmeye gidecektik. Haberimizin olmadığı bir yol çalışması bile güzergahı baştan sonra etkileyebilirdi bu yüzden kontrol gerekliydi.

Karşımdaki sandalye çekildiğinde bakışlarımı haritadan kaldırıp karşıma oturan Murat'a baktım. Çayımdan bir yudum almadan önce sordum. "Arabalar hazır mı?"

Murat kendisine aldığı çaya iki kaşık şeker atarken cevap verdi. "Evet, bizim yapacağımız her şey tamamlandı. Geriye bir tek taktığımız sahte plakaların sisteme girilmesi kaldı, onun için de bilgisayar korsanını bekliyoruz." Çayından bir yudum aldı. "Seni silahları incelerken gördüm."

Bakışlarım silahların olduğu kasaya yöneldi. "Silahların kuru sıkı olduğunu biliyorum ama talim yapabilsek iyi olurdu. Hem bir mahkumu hem de Yiğit'i vuracağım. Ne kadar bir mesafenin güvenli olduğunu görmek isterdim." Ne silahı tutarken ne de silahı ateşlerken ellerimin titremeyeceğini biliyordum ama yine de elimde olmadan endişeleniyordum.

"Kuru sıkı silahların yakın mesafelerde yanık oluşturma riski var ama bir metreden daha uzakta olan hedeflerde hiçbir sıkıntı olmaz." Murat'ı dinlerken, bu konuda bilgili olduğunu kendinden emin bir şekilde konuşmasından bir kez daha anladım. Onunla yaptığım konuşmalarda silahlar hakkında oldukça bilgili olduğunu keşfetmiştim.

"Rehineyi kendime çok yakın tutuyor olacağım. Belki de silahı dizine dayayıp ateş edeceğim. Bir sorun olmayacağına emin misin?" Soruma karşılık Murat duraksadı. Bir süre düşündü ve konuştu. "Kuru sıkı olsa da sonuçta ateşli bir silah. Çok yakından bir atışta ciddi bir yaralanmaya neden olabilir."

Kaşlarımı kaldırdım. "Sen bile emin olamıyorken neden talim yapamadığım için endişeli olduğumu anlayabilirsin."

Murat düşünceli bir ifadeye büründü. Konu üzerinde kafa yorduğunu görebiliyordum ama sessizlik uzayıp gidince başka bir konu açtım. "Dün sen telefonda konuşurken kulak misafiri oldum. Bankadan aramışlardı sanırım. Sorunu çözebildin mi?"

"Kredi borcumun taksitini ödemeyi unutmuşum. Tüm bu olanlar arasında aklımdan tamamen çıkmış. Dün ödedim bir sorun kalmadı." Hafifçe gülümsemesine karşılık verdim ve konuştum. "Sorunu çözebilmene sevindim." Bu söylediğim kulağa samimiyetten uzak geldi.

Birkaç saniye sessizlik yaşandı ve sonra Murat konuştu. "Krediyi ailem için çektim. Müstakil bir evde yaşıyorduk ve ev bakımsızdı. Her kış yağmur, kar yağdığında çatıdan su akardı. Kaç kez akan yerleri bulup kapatmaya çalıştım bilmiyorum ama hep başka bir yerden sızmaya devam etti." Çayından bir yudum aldı. "Isınmasını sağlamak da güçtü. Soba kullanıyorduk ve havalar soğuduğunda sadece bir odayı ısıtabildiğimiz için koskocaman aile bir odaya sıkışıp kalıyorduk. Tüm günümüzü ve sonra tüm gecemizi aynı odada dip dibe geçiriyorduk. Beş tane çocuğun okuldan çıkıp geldiğini ve bir odaya doluştuğunu düşün. Bazılarımız ders çalışırken ya da ödev yaparken diğerlerimiz ister istemez gürüldü yapıp dikkatlerini dağıtıyorduk. Hiçbir zaman parlak bir öğrenci olmadığım için bu benim açımdan bir sıkıntı oluşturmadı ama kız kardeşlerim odaklanamadıkları için derslerinde zorluklar yaşıyorlardı." Soluklandı. "Ta o zamanlardan aklıma koymuştum işe girdiğimde bir apartman dairesi almayı. İşe girince de ilk fırsatta kredi çekip aldım."

SESSİZ SİPERWhere stories live. Discover now