Bölüm 31: Tek Nefeste İntikam

4.4K 386 47
                                    

Tek bir nefes, bazen her şey tek bir nefeslik ana bağlıdır. Zaman takip edemeyeceğin kadar hızlı akıp giderken o kısacık an tüm hayatını değiştirecek bir farklılık sunabilirdi. İyi bir şekilde değerlendirdiğin sürece o tek bir nefeslik ana koca bir ömrü sığdırabilirdin.

İnanması güçtü ama bize bu tek bir nefeslik anı sunan şey saldırganın silahı kaldırmakta zorlanmasıydı. Farkına bile varmadan bağırarak konuştum ve herkesi harekete geçiren de bu oldu. "Herkes arabadan çıksın!" 

Benim dışımda herkes kapıya yakın oturduğu için benden önce çıktılar. Çelebi beni bileğimden yakaladı ve beni hemen arkasından sürükledi. Onun arkasından çıktığımda dengemi sağlayamadım ve bir an yere kapaklanacak gibi oldum ama Çelebi beni ayakta tuttu. Birkaç adım uzaklaşma şansımız oldu ve silah ateşlendi. Arabanın patlaması ile ortaya çıkan basınç bizi itti ve ikimiz de yüz üstü yere düştük. Kafamı sert bir şekilde yere çarptığım için birkaç saniyeliğine görüşüm siyah noktalarla doldu. Daha o siyah noktalar tamamen kaybolmadan kendimi zorladım ve ayağa kalktım. 

Hemen yanımda hala yerde uzanan Çelebi'ye kalkmasına yardım etmek için uzandım ama hemen ardından bundan vazgeçtim. Sinan'ın bizden bir iki metre uzaklıkta yerde kıpırdamadan ve muhtemelen bilinçsizce yattığını hesaba katarsam Çelebi'yi kaldırmakla vakit kaybetmemin bir anlamı yoktu. Çünkü saldırgan ağırlığı altında ezildiği roket atarı bırakmıştı ve elinde şimdi de taramalı silah tutuyordu. Çelebi'yi kaldırıp onu tehlikeden uzaklaştırsam bile Sinan'ı uzaklaştırmak için vaktim olmayacaktı. Bu yüzden ikisini de koruyabilmek için tehlikeyi uzaklaştırmam gerekiyordu. Eğer gerçekten kafayı benimle öldürmekle bozduysa bunu kolayca başarabilmem gerekiyordu.

Çelebi ve Sinan'dan uzaklaşırken kollarımı sallayarak bağırdım. "Anlaşılan beni öldürmeyi asla başaramayacaksın." Başı bana döndü. Yüzünü gizleyen maske nedeniyle göremesem de nefret dolu bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Ona iki elimle de orta parmaklarımı kaldırdım ve o silahını kaldırırken arkamı dönüp koşmaya başladım. 

Kendimi hızlıca en yakındaki çöp konteynerinin arkasına attım, bedenimi olabildiğince küçülttüm ve başımı kollarımın arasını aldım. Eş zamanlı olarak 9yfc kurşunların çarpma sesini duydum. Birkaç kurşun konteyneri delip geçti ve bir tanesi kolumu sıyırdı. Ateş etmeyi bırakınca beni takip etmesini sağlamak için yine onu sinir edecek bir şekilde bağırarak konuştum. "Iskaladın. Ve bu beni ilk ıskalayışın bile değil." Ne sözel olarak ne de kurşunlarla karşılık gelmeyince eğildim ve çöp konteynerinin altından bana doğru yaklaşan adımlarını gördüm. 

Onun bana daha fazla yaklaşmasına fırsat vermeden hızla başımı kaldırmadan en yakındaki arabanın yanına ilerledim. Sırtımı arabaya yaslayıp çöp konteynerine giderek yaklaşan ve ateş etmek için hazırda bekleyen adama baktım. Onun dikkati hala çöp konteynerinin arkasında olduğumu düşündüğü için oradayken o benim farkıma bile varmadan onu vurabilirdim. 

Elimi belime attım ve karşılaştığım boşlukla kısa bir şaşkınlık yaşadım. Silahım yoktu çünkü dün onu Doğu'ya kaptırmıştım. "Siktir." Kendime telaşa kapılma şansı tanımadan başka bir arabaya doğru ilerledim ve o konteynerin arkasında olmadığı fark ederken onu iki araba uzağından izledim. Başı benden tarafa döndü ve beni fark ettiği gibi silahını kaldırıp yeniden ateş etmeye başladığında eğildim ve kendimi kurşunlardan korudum.

Kurşun sesleri durduğunda koştuğunu duydum ve ben de olduğum yerden atılıp koşmaya başladım. Kendimi arabaların arkasına saklayarak elimden geldiğince hızlı koşarken bir yandan da kafamda bir eylem planı kurmaya çalışıyordum. Eğer o fark etmeden ona yaklaşırsam belki onu silahsız bırakabilir, hatta onu kendi silahıyla vurabilirdim. Bu pek güven veren bir plan değildi ama elimden şu anda bundan daha iyisi gelmezdi.

SESSİZ SİPERМесто, где живут истории. Откройте их для себя