Bölüm 37: Hüznün ve Umudun Dansı

3.3K 340 26
                                    

Düğün için hazırlanırken aklımda son birkaç günde olanların kritiğini yapıyordum. Güven'in itirazlarını savuşturmamın ve aynı gece Başkan'la konuşup görevin ne zaman biteceğini öğrenmemin üzerinden iki gün geçmişti. Ve bugünü de atlattığımızda, her şeyin bir son bulması için geriye sadece dört gün kalacaktı. 

Başkan, Polat'ın verdiği bilgiler doğrultusunda atacağımız yeni adımları belirleyerek bir haftalık bir süreç oluşturmuştu ve bu sürecin bir hafta olmasının asıl nedeni Gölge Bey'i takip ederek onun hakkında bilgiler edinmekti. Eğer Gölge Bey için olmasaydı, Başkan görevi şimdiye kadar sonlandırmış olurdu muhtemelen. Süreç tamamlandığında eş zamanlı operasyonlarla hem Mehmet Bey hem Aslan Bey hem de Gölge Bey ve onlara yardım ettiği düşünülen herkes içeriye alınacaktı. 

Operasyonların hangi gün ve saat kaçta yapılacağı, kimlerin katılacağı, kimlerin içeriye alınacağı, sonrasında yapılacaklar çoktan belirlenmişti. Herkes sadece o günün gelmesini bekliyordu.

Bu sürecin tamamlanmasını beklerken yaralanmamı bahane ederek elimi ayağımı her şeyden çekmiştim ve kendime dinlenecek zaman ayırarak iyileşmeye odaklanmıştım çünkü o gün geldiğinde ulaşabileceğim en güçlü halimde olmak istiyordum. Mehmet Bey tutuklanırken başında dikilmek ve ona bunu kimin yaptığını bildiğinden emin olmak istiyordum. 

Elçin'in geçen iki gün içerisinde iki kez dikkat dağıtmak için yaptığı saldırıların, şüphe uyandırmamak için bile olsa peşine düşmedim. Diğerlerinin, yaralanmamdan sonra korktuğuma dair konuştuğu kulağıma geliyordu ama açıkçası umurumda değildi. Nasılsa son gülen ben olacaktım.

Zamanımın çoğunu evde Güven'le beraber, dizi ve film izleyerek geçiriyordum. Çelebi ve Sinan'la yakaladığım her  fırsatta görüşüp, bir an olsun gözlerinin önünden ayırmadıkları Polat'ın örgütün ulaşamadığımız kısımları hakkında anlattıklarını parça parça öğreniyordum. Gölge Bey'in kimliğini de ve onunla tanışmış olduğumu da bu sayede öğrenmiştim. Yücel Seyran, Düvenci Holding'in yönetim kurulunun bir üyesiydi ve onunla bir kutlama zamanında tanışmış ve onu daha sonra birkaç kez daha görmüştüm. Sessiz sakin olan ve hep çoğunluğun kararlarına uyan adam o zamanlar fazla gözüme batmamıştı ve Çelebi'den onun adını duyduğumda onu hatırlamakta biraz zorluk çekmiştim. Hala yüzünü tam olarak aklımda canlandıramıyordum.

Odamın kapısının çalındığı duyduğumda saçıma son halini veriyordum. Giydiğim kırmızı elbise dizlerimin üzerinde bitiyordu ve kalın askıları yaramın üzerine kapatıyordu. Güven, içeriye girmesi için onay vermemin ardından kapıyı aralayıp kafasını içeriye uzattı. "Hazır mısın?" Yatağımın üzerine bıraktığım çantayı aldım ve kapıya doğru yürürken cevap verdim. "Hazırım." 

Yanına ulaştığımda gözlerini üzerimde baştan aşağı gezdirdi ve ıslık çaldı. "Yeşilim, çok güzel olmuşsun. Düğünün en güzel kızı benim yanımda olacak." Söylediğine gülümseyip uzattı koluna girdim. "Sen de yakışıklı olmuşsun." Merdivenlerden inerken cevap verdi. "Güzelliğinize layık olmaya çalışıyorum hanımefendi." 

Merdivenlerden inip dışarıya çıktık ve kapıda bekleyen Çelebi, Sinan ve Polat üçlüsü ile karşılaştık. Çelebi öne çıkıp konuştu. "Size biz eşlik edeceğiz Patron." Güven hızla itiraz etti. "Hiç sanmıyorum. Biz birbirimize eşlik edeceğiz ve yanımızda başka kimse de olmayacak."

Çelebi'nin kaşları hafifçe çatıldı. "Ortada bir saldırgan varken sizi yalnız göndermemiz mümkün değil Güven Bey." Çelebi, Elçin'in bizim için bir tehlike oluşturmayacağını biliyordu ama bunu bahane ederek bizimle beraber gelmeye çalışıyordu.

"Bir sürü askerin olduğu bir yere gideceğiz. Hiç olmadığımız kadar güvende oluruz." Güven'in bunları babasının korumaları olduğunu düşündüğü korumalara karşı söylemesi cesaret istiyordu ama her fırsatta korumaları aşağılamaktan çekinmediği için karşısındaki hangi koruma olursa olsun söylediklerini garip karşılamazdı sanırım. Güven elini belime yerleştirip beni yönlendirirken konuşmaya devam etti. "Ayrıca gelseniz bile sizi içeriye almazlar zaten. Boşuna bizimle gelmiş olursunuz." 

SESSİZ SİPERWhere stories live. Discover now