5. BÖLÜM - ESKİ BİR FİLM

1K 111 21
                                    

   Göz kapaklarımı açmak istemiyordum. Vücudum o kadar acı çekiyordu ki kirpiklerime kadar ağırlığı hissediyordum. Etrafımda koşturan insanların sesi kulaklarımı tırmalıyordu. Panik içinde olduklarını hissediyordum. Arya'nın çığlıkları ilk andan beri kulaklarımdaydı. Gözlerim kapanmış ama bilincim olduğu yerde kalmıştı. Nora, Elio ve Arya'nın kardeşi oraya buraya emirler yağdırıyordu. Başımın dibine çökmüş başka insanlar vardı. 

    "Şifacıları çağırın, hemen!" Başımın dibinde duran kadın çok panik yapmış bir şekilde sesleniyordu birilerine. 

    Az sonra şifacı olduklarını anladığım birkaç kişi geldi. Başımın dibine duran herkesin geri çekildiğini hissettim. Biri elini başıma koydu ve bir süre bekledi. O bunu yaparken etraftaki sesler azalmıştı. Bir süre sonra ise sesler tamamen kesilmişti. Elini alnıma koyan kişinin bir şeyler fısıldadığını işittim. O fısıldadıkça bedenimin şaha kalktığını, zihnimdeki kalabalığın dağıldığını hissettim. Her ne fısıldıyorsa kesinlikle ruhuma iyi geliyordu. Daha sonra alnımdaki eliyle birlikte alnım soğudu, zihnim daha da ferahladı, algılarım daha da temizlendi. O kadar hafiflemiş hissediyordum ki... Gözlerimi açtım.

    Gözlerimi açtığımda karşılaştığım manzara duyduklarımla birlikte hayal ettiklerimden çok daha farklıydı. Yerde atıyordum ve dizlerinin üstüne çökmüş kel , beyazlar içinde giyinmiş yaşlı bir adam vardı. Bir keşişe benziyordu. Gözlerimi etrafta çevirmeye devam ettim. Kraliçeler... Krallar... Prensesler ve prensler... Halk... Kocaman bir kalabalık etrafımda büyük bir çember çizmiş endişeli gözlerle bana bakıyordu.

    Sonra bir şey  oldu. 

    Gözlerim Arya'yı aradı.

    O da görmüş olmalıydı.

    Gözlerimiz sonunda kesişti ve aynı anda bir gözyaşı döküldü göz pınarlarımızdan.

    Eski bir filmi izler gibiydik ikimiz de. Onu kolundan tutan kardeşini zorla bırakarak yanıma koştu. O yanıma doğru gelirken şifacı ikimizi de selamlayarak ayağa kalktı ve birkaç adım geri çekildi. Arya yanıma gelirken attığı her adımda bir sahne daha düşüyordu gözümüzün önüne ve onunla birlikte bir yaş daha akıyordu gözümüzden. Gözlerimiz... Bir anıyı geri alırken bir gözyaşını feda ediyordu. Gökyüzü bir ihanete göz yumarken bir dostluğun başlamasına izin veriyordu. Bu adil miydi?

    Kendimi zorlayarak ayağa kalktım ve ben kalktığımda o çoktan yanıma ulaşmıştı bile. Bana sıkı sıkı sarıldı. Şimdi ise hıçkırıklar içinde ağlıyorduk ikimiz de.

    "Özür dilerim Diana, tüm bunlar için özür dilerim!" Hayır. Bunun için özür dileme.

    Tam olarak ne gördüm ben de emin değilim ama ben ve Arya vardık orada. Önce tek başıma bir ormandaydım. Keskin bir acı hissetmiş gibi iki büklüm olmuştum. Kan kusuyordum. Etrafımı karanlık gölgeler çevirmişti. Daha sonra Arya  bir ağacın arkasından çıkagelmişti. Sanki hep orada beni izliyormuş gibiydi. Dayanamayıp yanıma gelmişti sanki. Gözleri dolmuş yardım için birine yalvarıyordu. Benim görmediğim birine. 

    En sonunda feci bir çığlık atmıştım. Kulakları sağır edecek güçte bir çığlık. Çığlığımla beraber Arya toza dumana karışmıştı. Gökyüzüne bakıp gözlerimle yardım dileniyordum. Kalan son gücümle enerjimi bir odak noktasına toplamaya çalışıyor, birine haber göndermeyi deniyordum.  Ama her defasında başarısız oluyordum. Hem kan kusuyor hem de hıçkırarak ağlıyordum. Hıçkırıklarım ve kustuğum kan da beni en sonunda boğuyordu. Nefesim kesiliyordu. 

    Yere yığıldım ve kabullendim. 

    Tüm bunları üçüncü göz olarak görmüştüm ama yaşadığım her şeyi de hissetmiştim. İhaneti, keskin acıyı, kustuğum kanın ağzımda bıraktığı o iğrenç tadı... Hepsinin hissi berbattı. Kan kusuyor, boğuluyor ve hayatta kalmaya çalışıyordum ama hiçbir şey ben bunları yaşarken beni bir ağacın arkasından seyreden Arya'nın tereddütlü bakışları kadar yaralamamıştı.

Gökyüzü'nün İçinde - 1    (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now