26. BÖLÜM - KONTROLSÜZ GÜÇ

483 54 22
                                    

Not: Bu bölümde fiziksel işkence geçen sahneler yer almaktadır. Hassasiyetiniz varsa bunu dikkate alınız.

Hepinize iyi okumalar diliyorum🫶 Oy vermeyi unutmayınız! Sizleri seviyorum❤️

Dolunayda da Aylanmayı unutmayın lütfen🌕

    Kale ile elimizden geldiğince Mia'yı iyileştirip temizlemiştik

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

Kale ile elimizden geldiğince Mia'yı iyileştirip temizlemiştik. Kale'in dediğine göre Mia'ya sadece saldırmamışlar aynı zamanda üzerinde güçlü bir büyü kullanmışlar. Bu yüzden normalde yaptığımız gibi onu çabucak iyi edememiştik. Biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı.

Yolunmuş ve neredeyse tamamı dökülmüş bir avuç saçını ellerimin arasına aldım. Canım arkadaşım... Onu bu halde görmek canımı yakıyordu. Parıl parıl parlayan ve dalgaları arasında kaybolduğum güzelim saçlarını usulca okşadım. Sanki birazcık daha baskı uygulasam ellerimde kalacak gibi duruyorlardı. Bu doğaüstü güzelliğe dokunmak bir suç gibi geliyordu bana.

Mia bir toprak elfiydi. Doğanın canlılığını hisseder, ağaçların kokusunu duyardınız onun yanındayken. Ciğerleriniz çiçek açardı. Sesi yaprakların arasından esen bir rüzgar melodisi gibi kulaklarınızı okşar, gülüşü, kıkırdamaları ve kahkahası baharda açan çiçek kokularını duyumsar gibi içinizi gıdıklardı. Verdiği öğüt ve tavsiyeler o kadar bilgeceydi ki ona tekrar tekrar hayran olurdunuz. Yeşil gözlerindeki engin sulara atlamak, saçlarının ferahlığında boğulmak isterdiniz. O kadar temiz ve saf bir kalbe sahipti ki onunla konuşurken kelimelerinizi özenle seçmek zorunda kalırdınız. Zarafeti ve asaleti karşısında attığınız adımları saymak ve kendinizi düzeltmek durumunda kalırdınız. Böyle biriydi Mia. İçiyle de dışıyla da dillere destan bir güzelliği vardı. Fakat şimdi üstüne bastığımız toprak ve sırtımızı yasladığımız ağaçlar gibi canlılığını kaybetmiş, kurumuş, solmuştu. Ağaçsız bir dünyada aldığınız nefes gibi içinizi yakıyordu. Toprağın sert dokusu ve acı yüzü gibiydi ona bakmak. Hem pişmanlık hem de üzüntü duyuyordunuz.

Onu iyileştirsek de tenindeki yara izlerini ve yanık lekerini götürememiştik. Yakmışlardı onu. Buruş buruş olmuştu zarif, ince parmakları. Su içirmeye çalışırken onu yavaş ve çok ama çok dikkatli bir şekilde doğrultunca bile acıyla inliyordu. Çektiği işkenceden dolayı da ruhunu sökercesine bağırmaktan ses telleri paramparça olmuştu. Fakat onu bir nebze olsa daha iyi edebilmişti Kale. Mia'nın üzerinde uygulanan karabüyüyü kırmak Kale'i boncuk boncuk terletmişti. Benim de yardımımla saatler süren bu işi sonunda halletmiştik ama büyünün ağırlığı bir süre daha elf kızının üzerinde kalacaktı. Düşünmeye çalışıyorum, bir elf kızına işkence için bu kadar zahmete neden girmişti Rigel? Benim başyardımcım olabilirdi ama ondan ne koparabilirdi ki? Belki de sadece bana acı çektirmek içindi. Ve eğer amacı buysa bunu çok iyi bir şekilde başarmıştı.

"O iyi olacak," dedi Kale. Başını kaldırıp ona baktım. Çok ama çok yavaşça yanıma oturdu.

"Üzerinde çok fazla büyü kullanılmış. Bu yüzden iyileşmesi zaman alabilir. Kale iyi olacak diyorsa onu dinlemelisin," dedi Amaris. O da aynı şekilde diğer yanıma oturdu.

Gökyüzü'nün İçinde - 1    (TAMAMLANDI)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora