16. BÖLÜM - YOK OLAN UMUT KIRINTILARI

635 85 5
                                    

Selaammmm!!! Oylarınız ve yorumlarınız için çok teşekkür etmek istiyorum. Hepinizi çook seviyorum. İyi okumalarrr💕💕💕

Instagram: miray._.y - gokyuzunun_icinde

     "Bir yolu olmalı," diye mırıldandı Olina

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Bir yolu olmalı," diye mırıldandı Olina.

Karıştırdığım sayfalardan başımı kaldırmadan göz ucuyla ona baktım. Kaşlarını çatmış, gerçekten de çaba sarf ediyor gibiydi. Elimdeki kitaba geri bakınca ben de kaşlarımı çattım. Çaba sarf ettiğimden değil, anlamaya çalıştığımdan. Dil ve alfabe tanıdıktı fakat büyünün kendi dili bana çok yabancıydı. Bir kaç kere daha portasyon çağırmayı denemiştik, olmayınca da büyü kitaplarına yönelmeye karar vermiştik. Büyülerin karmaşık bir dili vardı. Anlamam için Öz'de daha fazla zaman geçirmem belki de biraz eğitim almam gerekiyordu ama bu boyuttaki kimseye beş asırdır kayıp olduğum minik detayı söylememiştim. Çoğu şeye yabancıydım. Bu da yetmezmiş gibi anaerkil bir topluluk oldukları için Prensleri hiçe sayıp sık sık benimle muhattap oluyorlardı. Elio ve Davin mümkün olduğunca araya girip lafı benden alıyorlardı fakat şu an ki durum hiç de iç açıcı değil.

Olina, ben ve gıcık Ay Prensi, adı Kale, saray kütüphanesinde büyü kitaplarından işe yarar bir şeyler arıyorduk. Davin, Yıldız Kralı ve Yıldız Prensi ile ölüm melekliği yapmaya gitmişti. Elio ise Güneş Prensi ile devriye geziyordu. İkisinin farklı yerlerde olması şartıyla - bu detayı da kimseye söylememiştim- benden uzaklaşmalarına izin vermiştim. Her ne kadar itiraz etseler de onlara kendimi koruyabileceğimi acı verici bir şekilde kanıtlamıştım. Aslında Elio ikinci kere kanıt görmüştü. Ayrıca onlardan biraz uzak kalmak bana çok iyi gelmişti. Sürekli didişip duran küçük çocuklar gibiydiler.

Helen ve Amaris ise köylülerin yanına iniyorlardı sık sık. Her şeyin kontrol altında olduğunu söylüyor, onları sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Kraliçeler, alışılmışın dışındaki bu durum için dengeyi nasıl geri getireceklerini bulmaya çalışıyor, yemek saatleri dışında kendilerini kapattıkları büyük odadan çıkmıyorlardı. Ay Kralı ve Güneş Kralı da sarayların düzenine el atmışlardı. Geldiğimden beri bir saray görmüştüm ama aslında burada da üç farklı krallık için üç farklı saray vardı. Sadece bu alışılmadık durum için herkes Ortak Saray dedikleri, bütün krallıklara ait olan sarayda toplanmıştı. Bu yüzden diğer üç sarayın güvenliğini sağlamakla meşgullerdi. Hem saray güvenliğine bakıyorlardı hem de devriye geziyorlardı.

Ben de... İşte bu elimdeki kitabı acaba ters mi tutuyorum diye düşünmekten yanağımın içini ısırmaya başlamıştım yine. Dışarıdan bakınca kendini işine veren, Öz'üne bağlı ve onu çok özleyen biri gibi duruyordum. Tam tersine, şu an Öz'e ve bütün bunlara içimden lanet ediyordum.

Kale okuduğu kalın ve deri ciltli siyah bir kitabı sertçe kapattı. Sesle beraber Olina'yla aynı anda irkilerek ona döndük. Kale bize dik dik bakıp omuz silkti pervasızca. "Çok sıkıldım."

Gökyüzü'nün İçinde - 1    (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now