19. BÖLÜM - SERT ESEN RÜZGAR

644 84 35
                                    

    SELAAAAAMMM. Bir kaç gün daha yazamayacaktım aslında ama kendimi çok zorladım zaman ayırmak için. Sınavlarım hala bitmedi ama buna değer diye düşündüm. Umarım beğenirsiniz. Hepinize sabırlarınız ve iyi yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum. Sizleri çoooook seviyorum❤️❤️ Gökyüzü'ne bakıp bir dilek tutun. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın☀️🌕⭐

Instagram: miray._.y     gokyuzunun_icinde







(Bayrak kapmaca oyunu)

Davin ve Elio oyun liderleriyle birlikte portasyonda girdiler usulca. Lucas'ın bayrağı sakladığı bir akarsunun yanına gelmişlerdi. Su uçurumdan aşağı doğru boşalıyor, gittiği yeri görmenizi engelleyecek şekilde etrafını donatmış bulutların arasında kayboluyordu. Sesi Davin'e o denli huzur veriyordu ki tüylerinin ürpermesine sebep oluyordu. Yıllar önce Diana'yla birlikte kaçamak yaptıkları o dere yatağında geçirdikleri vakitler gelmişti aklına.

Diana'nın o özel anları hatırlamaması ona çok dokunuyordu ama elinden de bir şey gelmiyordu ya. Ona zaman tanımaktan başka bir şey yapamıyordu. O gittiğinden beri kendi Yıldızlarını bile zevkle izleyememişti. Diana Yıldızlar'ı çok severdi. Özellikle Ay'ın hilal şeklini aldığı o günlerde çocuksu bir dürtüyle Davin'in elinden tutar en sevdikleri yere, o dere yatağına kaçırırdı onu. Davin ise olgundu, kurallara uyardı. Yakalanmaktan çekinirdi. Ama hiçbiri Diana'nın umrunda olmazdı. Tek istediği Ay'ı ve Yıldızlar'ı seyretmekti.

Birlikte ayaklarını suya sokarlardı ve tüm gece izlerlerdi Gökyüzü'nü. Sohbet eder, Diana'nın saray mutfağından aşırdığı yiyecekleri yerlerdi. İflah olmaz biriydi Ay Prensesi. Kural tanımazdı, özgürlüğüne düşkündü, yaramazlığı severdi. Davin de en çok bu yönünü severdi onun. Kararmış kalbine ışık olurdu. Gerçekten de en karanlık gecelere Ay gibi parlardı. O yüzden Davin, kollarından kayıp giden Prensesi olmadan bir kere bile o dere yatağında Gökyüzü'ne bakamamıştı. Denemişti ama gücü yetmemişti. Çünkü Yıldızlarla dolu olamayacağını biliyordu, beraber bakmadıkları bir Gökyüzü'nün.

"Hazır mısınız?" dedi Yıldız Prensi Lucas.

Davin istemeye istemeye gözlerini çekti sudan. Başını sallayıp hazır olduğunu belirtti.

Pyro alay edercesine sırıtıyordu Elio'ya. "Dostum korkmanı gerektirecek bir şey yok. Eğer çok korkarsan adımı seslen seni kurtarmaya seve seve gelirim," diyip kahkaha attı.

Elio dudaklarını büzerek sinirle ona baktı. "Ha-ha! Komik şey seni," dedi gözlerini devirip.

Bu diyarın Güneş Prensi, Elio'yu gıcık ediyordu. Aslında Elio da onu gıcık ediyordu. Davin Lucas'a, Diana da Amaris'e benziyordu aslında ama Pyro ve Elio'nun benzerliği tartışılmazdı. Bir aynayla konuşuyor gibiydiler her zaman. İkisinin de aklından geçen her bir düşünce aynıydı. Biri dile getirince öteki buna şaşırsa da asla ses etmezdi. Kibirleri engel olurdu. Ne ki, en iyi anlaşanlar da onlar olmuştu. Benlikleri çok çabuk kabul etmişti birbirlerini.

Kale bir köşede durmuş yayını inceliyordu. Davin de gözleriyle onu süzüyordu. Bu adamda içine sinmeyen bir şeyler vardı. Sadece Diana'ya olan tavırları yüzünden değildi bu his, tamamen doğal bir şekilde bir güvensizlik örtüsü işlenmişti her tarafına. Elio da aynı şekilde hissediyordu. Ama o sadece Diana için gıcık olmuştu bu Prense. Davin'in görebildiğini görmüyordu.

Kale bir anlığına başını kaldırınca Davin'le göz göze geldi. Davin gözlerini bir süre geri çekmedi. Ona meydan okuyordu. Aralarındaki garip elektrik diğerlerinin de dikkatini çekince Elio Davin'i uyarmak için boğazını temizledi. Anlaşmışlardı, Kale'i kışkırtmayacklardı. Ama kendine engel olamıyordu.

Gökyüzü'nün İçinde - 1    (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin