20. BÖLÜM - ATEŞLE OYNAMAK

642 73 19
                                    

Helo helo!! Ben geldimmmm. Sınavlarımın bitmesine çok az kaldı. Çok yakında bölümlere boğacağım sizi. Oy vermeyi ve takip etmeyi unutmayın. Yorumlarda buluşalım❤️

Ha bu arada dolunayda Aylanmayı ihmal etmeyin. Sizleri çok seviyorum😍
Instagram: miray._.y


Zihnim... Beni öldürüyor.

Zihnim. Beni. Öldürüyor.

Zihnim ve göğsümdeki hançer beni öldürüyor.

Göğsümdeki hançer beni öldürüyor.

Zihnim.

O artık yok.

Gördüklerimden sonra zihnim de düşünme yetim de yok olmuştu. Tek istediğim beni içten içe kavuran o intikam ateşine atlamaktı.

Kendimi bir dere yatağında buldum. Parlayan Ay'ın ve ışıldayan Yıldızlar'ın altında inanılmaz derecede güzel ve berrak akan suyun seni kulaklarımda aşkla dolaşıyordu. Gökyüzü'nden yankılanan ve suyun sesiyle bir ahenk oluşturan harikulade bir ezgi doluyordu kulaklarıma. Ses dalgaları tenimi okşuyor, narince izin isteyip kalbime ulaşıyordu. Acıyla yanan kalbime derenin ahenkli soğukluğuyla dokunuyor, ateşi söndürüveriyordu. Öyle rahatlatıyordu ki beni...

Zıplasam havalanacakmışım gibi bir hafiflik vardı üstümde. Parmaklarımı suya dokundurdukça ezginin sesi kuvvetleniyor ve içimi gıdıklıyordu. Bu hoş gıdıklanmayla kıkırdıyordum. Ben kıkırdadıkça da sesim bütün evrende yankılanıyordu.

Çırılçıplaktım. Ay yukarıda bana selam veriyordu. Ezginin huzuruyla beraber vücudum kendi kontrolünü ele aldı. Kollarım, bacaklarım, belim, boynum, parmaklarım... Kendiliğinden harekete geçmiş, dans ediyordu. Gökyüzü buna memnun kalmıştı. Ben dans ettikçe suyun soğukluğunda, Ay bütün ihtişamını sunuyordu.

"Al ışığımı, hisset tüm bedeninde," diyordu bana. "Et dansını, hisset tüm bedeninde."

Ay'ın emriyle beraber minik kıkırdamalarım zevkle dolu kahkahalara dönüştü. Derenin baldırlarıma kadar gelen suyunu bir o yana bir bu yana tekmeleyerek bütün ihtişamım ve dişiliğimle dans ediyordum. Ben dans ettikçe ezgi güçlendi. Ezgi güçlendikçe içim gıdıklanmaya devam etti. İçim gıdıklandıkça Ay parladı ve ben bir saniye sonrası yokmuşçasına mükemmel bir zevk doruğunda kahkahalarımla dans etmeye devam ettim.

Mayhoş bakan gözlerim görevini kalbime bıraktı. Kalbimle görmeye başladım her şeyi. Suyun canlılığını gördüm, kokusunu işittim. Ay ışığının tenimde bıraktığı sıcaklığı hissettim. Ezginin bütün vücudumda nasıl harekete geçtiğini gördüm. Zevkin doruklarında derenin suyunun yükseldiğini, ayaklarımdaki toprağı ve taşların üzerine konumlanmış yosunları hissettim.

"İç bu sudan, hisset tüm bedeninde."

Ay'ın sesiyle duruldum ve etrafımdaki her şeyin kokusunu alabilecekmişçesine derin bir nefes çektim. Dans etmiyordum artık ama o kadar hafiftim ki salınmaya devam ediyordum. İstemsizce oluyordu bu.

Gökyüzü'ne baktım. Minnetle gülümsedim. Bana bu huzuru bahşettiği için her bir hücremle şükrettim.

Avuçlarımı kase şeklinde tuttum ve dereden aldığım bir avuç suyu dudaklarıma götürdüm. Önce suyu kokladım. Kokuyu içime çektikçe huzulandım. Öyle bir istekle içtim ki suyu bu isteğe önce hayret ettim, sonra lanet.

Ay parlamayı, Yıldızlar ışıldamayı kesti. Gökyüzü'ndeki o melodik iç gıdıklayan ezgi hayatımda duyduğum en berbat notalara bıraktı yerini. Hava aniden kaybolan Ay'ın ve Yıldızla'ın yüzünden kapkaranlık olmuştu. Ateşi sönen kalbim tekrar alevlendi. Acısıyla iki büklüm oldum. Zifiri karanlıktaki tek ışık suyu yükselen derenin yerini alan bir ateş akıntısıydı. Bedenimin her zerresini yakmakla kalmayıp ruhuma bulaştırıyordu pisliğini.

Gökyüzü'nün İçinde - 1    (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now