7. BÖLÜM - GÖKYÜZÜNDE BİR CENNET BAHÇESİ

937 117 26
                                    

Merhana sevgili okuyucularım. Umarım romanın gidişatı sizi de benim kadar heyecanlandırıyordur. Yavaş yavaş büyüdüğümüzü görmek beni deli gibi mutlu ediyor ve yeni bir bölüm yazmak için sabırsızlanıyorum. Kitaba destek olmak için oy vermeyi unutmayın ve lütfen düşüncelerinizi dile getirmekten çekinmeyin. Her yorum benim için çok değerli. Sizleri çok seviyorum, iyi ki varsınız.

Yorumlarda buluşalım❤️

Insatgram: miray._.y



    Bu zamana kadar birçok yeri gezmiştim, tabi imkanım olduğu kadar. Arya ile sık sık Aylanmaya gider veya kamplara katılırdık. Şehirde düzenlenen bütün konserlere gitmeye çalışırdık. Birçok doğal güzelliğe şahit olmuştum ama hiçbiri şu an bulunduğum yer kadar mükemmel olamazdı. Tapınak gibi bir yerdi ve bir dağın zirvesindeydik. Zirveye kadar inşa edilmiş büyük sütunlar aşağıya bir merdiven gibi uzanıyordu. Her yer yemyeşildi ve dağın eteklerinde bir su akıyor, durduğumuz yeri çevreliyordu. Suyun kaynağını da takip edince durduğumuz yerin hemen arkasında, her zaman olduğu gibi, üç krallığın sembolleriyle işlenmiş bir musluk duruyordu. Böyle dehşet ötesi bir yer için musluğun çok basit kaçtığını düşündüm ve dehşet içindeki tepkimden memnun bir şekilde göğüs kabartmış Nora'ya baktım. Güneş henüz yeni yeni doğuyordu ama prensesinin varlığını hissetmiş gibi bütün ihtişamıyla üstümüze akıyordu. Nora pelerinini çıkardı ve bir kenara attı.

    "Babil Kralı için iyi bir fikir kaynağı, ha?" diye doğan Güneş'e doğru döndü. Birden etrafıma daha da dikkatli bakınca tarih kitaplarında gördüğüm Babil'in Asma Bahçeleri'nde olduğumu fark ettim.

    "Ne yani, zamanda yolculuk falan mı yaptık?" Gözlerimi kocaman açmış bir cevap bekliyordum.

    "Pff, ilahi Diana," diye elini sallayarak konuştu. "Babil Kralı için fikir kaynağı diyorum. Burayı atalarımız inşa etti. Gökyüzün'de bir Cennet Bahçesi. Babil Kralı ise sadece aynısını Dünya'da yaptı."

    "Ama nasıl..?" Babil Kralı Gökyüzü'ne mi çıkmıştı yani?

    "Şöyle ki, Babil Kralı Çok zeki ve cesur bir adammış. Atalarımız olan eski Gökyüzü Kraliçeleri ile iletişim kurmuş. Buraya gelmiş yani anlayacağın." Kaşlarımı kaldırıp ona anlamadığımı belirten bir ifadeyle baktım. Derin bir nefes vererek anlatmaya devam etti. Sağ avucunu öne doğru uzattı, "Biraz enerji..." sol avucunu öne doğru uzattı, "Biraz bilgi ve cesaret..." avuçlarını bir şeyi birleştirir gibi birbirine çaptı, " Ta-dah!"

    "Nora ne diyorsun?" Hala anlamayarak bakan suratıma karşı hiç utanmadan göz devirerek ofladı.

    "Astral Seyahat diyorum Diana." Bu sefer kaşlarımı çattım. Bu yeni bir bilgiydi. "Astral Seyahat insan ruhunun, bedeninden ayrılarak yapıldığı bir çeşit ritüeldir," diye açıklamaya koyuldu.

    "Astral Seyahat'in ne olduğunu biliyorum," diye bu sefer ben göz devirdim. Neyim ben cahil falan mı? Belki... Ama sadece burada.

    "Demem o ki Astral Seyahat ile istediğin her yere gidebilirsin. Babil Kralı da öyle yaptı. Ritüeli başarıyla tamamladıktan sonra bir süre boş boş dolaşıp savaşmak ile bilgiler toplamaya çalışıyordu. Daha sonra da sıkılıp Gökyüzü'ne gelmeye karar verdi. Ruhlar alemine geçiş yaptığı için de burayı keşfetti. Özler'in dostuymuş. Kraliçelerden izin alıp buranın aynısını kendi kraliçesi için de inşa etmek istemiş. Kraliçeler de bu ince düşüncesi için izin vermişler falan filan..."

    "Yani buraya sıradan insanlar girip çıkabiliyorlar mı?"

    "Elbette. Gökyüzü hepimizindir. Özler sadece Gökyüzü'nün koruyucularınındır. Tabi Özleri herkes göremez, Öz seçicidir." Anladığımı belli edercesine başımı salladım.

Gökyüzü'nün İçinde - 1    (TAMAMLANDI)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ