Fedakarlık...

1K 39 7
                                    

"Azra" dedi benim bulmaya çalıştığım ismi söyleyerek kız. Bu gece süprizler bitmek bilmiyor. Tanrım sonumuzu hayır etsin.

"Azra,ne işin var burda?"
Anlaşılan bir tek ben değil Aksel de tanıyordu Azrayı. Aptal! Onun kapısına geldiği için her halde tanıyacak.
"İçeride konuşsak?"
Doğru ya kız kapı da ağaç oldu. Aksel sinirliydi. Ama göstermemeye çalışıyordu. Tabi benim gözümden kaçmaz. O değilde,Arzrayla Aksel ne alaka?

--
"İşte böyle. Sizin eve gittiğimde evde ne Begüm ne de Mehmet dayım vardı. Begümü aradığımda eve gelemeyeceğini söyledi ve buranın adresini verdi. Umarım rahatsız etmemişimdir"

Aksel yanımda oturduğu için Begüme saydırdığı kelimeleri duya biliyordum. Ev eski haline dönmüştü ışıkları yaktığımızda. Tabi tozlar hariç. Sofrada öylece duruyordu.

Azrayla Aksele gelirsek. Yakın akrabaymışlar. Aksel Azranın dayısıoğlu,Azra Akselin halası kızıymış. Böyle bir durumda bizim tanışmamız güzel bi tesadüftü.

"Ne güzel ya. Seni tekrar görmeme sevindim"
Bunu dememle Aksel kafasını 'ne iş?' gibimsi hareket etdirdi.

"Bu sabah hastanede tanıştık Azrayla. Arkadaş olduk"

Bu arada arkadaş demişken. Aklıma eskiden dediğim bir söz geldi. Begüm,Zeynep,Kerem bunların üçünün de Akselle bağını öğrendikten sonra kendime söz vermiştim. *Bundan sonra kimseyle arkadaş olmatacağım*diye. Yine bir arkadaş ve yine Akselle alakalı. Sözümü tutamadım.

"Peki siz Akselle ne'siniz?" Diye sordu endişeyle. Eğer şimdi gelmeseydin sevgili olacaktık. Yani sayende hiç bir şeyiz.
Aksel yine mırıldandı.

"Malesef yine komşuyuz!"

Onun bu haline güleyim mi? Ağlayayım mı? Bilemedim. Kırdığı oyuncağını kendisi düzeltmeye kalkarken daha da kırmış oğlan çocuklarına benziyordu. Surat ifadesi öyleydi.

"Im komşuyuz. Tamda Akselin evinin yanında benim evim yerleşiyor"

Ben Azraya gülümserken onun gözü üstüme takılıyor. Biran sanki hayal kırıklığına uğramış gibi oluyor.

"Akselin nişanlandığını duumuştum. Yoksa seninle mi nişanlı?"

Şuan ağlamaya hazır olan gözlerle karşı karşıyayım. Panikten ne diyeceğimi bilemiyordum. Beynim bana Azranın gözlerinin neden sulandığına dair sinyaller veriyordu.

"Şey,oralar biraz karışık"
Azra burukca gülümsedi. Aksel hala burnundan soluyordu. Kıyamam...

"Artık geç oldu. Ben evime gitsem iyi olacak"

"ben seni geçireyim"
Ona itiraz etmeden Azrayla vedalaştım
"İyi geceler canım. Tatlı rüyalar"
"Sağol"

Birlikte sessizce kapıya kadar geldik. Kapıyı açıp dışarı çıktığımda Aksel konuşmaya başladı.

"Hayatımda bir kere.. Lan bir kereliğine adam olmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum... Ya o da olmuyor! Barış bile yoktu. Bizi rahatsız ede bilecek insan o bile yoktu. Yok ben hiç bir şey beceremiyorum. Ben beceriksiz herifi-"

İçi öyle bir doluydu ki,nefes almadan fısıltıyla bir çırpıda konuşuyordu. Tabi buna dur diyen ben oldum.

"Aksel,sussana. Tamam. Bu gece bunu duymak istiyorsan söylerim. Eğil buraya"

Ben kendim de uzanırdım ama üşendim sanırım. Yapamadım.
Bana doğru eğildi..

Ve bende duymak istediği sözü söyledim.

Gıcık KomşumWhere stories live. Discover now