Ayşe ve atlı kavgası

875 40 8
                                    


"Alo,nerdesin,Aksel?"

"Geliyorum,Melis"
Ayaklarımı uzattığım sehpadan çektim ve yerimde doğruldum. Gülümsedim.

"Dur. Gelme!"

"Babam hala yanında mı?"

Dediğinde önümde oturan ve telefonuyla internetten çocuk odası modelleri bakan Mehmet amcaya baktım. Arada bana bakıp gülümsüyordu.

"Hıhı"

"Melis,acı bana. Bu beşinci yoldan dönüşüm sayende. Hamile olmayan ama hamilelerden bile daha çok aşeren ilk hamile olmayan hamilesin"

Dikkat! Aksel kafayı yedi.. Tabi haklı şimdi kafayı yemekte. Sabahtan beri araştırıp bulmadığım meyve kalmadı. Mehmet amca adamlarını göndermek istese de ona bebeğime babasının aldıklarını yedirtmek istediğime inandırdım.

"İltifatların için sağol,canım"

"Beni delirtmek gibi bir planın varsa tebrik ederim! Delirttin"

Ayağa kalkıp mutfağa doğru ileriledim. Boğazımı temizleyip dilimi şaklattım.

"Eh,intikam soğuk gelen yemektir,Akselciğim. Sen bunları hamilelik yalanını uydurmadan önce düşünecektin"

"İntikamını aldın artık. Geliyorum eve"

Yavaş adımlarla salona döndüm tekrar.

"Hayır. Dur! Babası,bizim canımız 'Bektaşi' üzümü çekti"

Aksel bir kaç ken öksürdü hatta yutkunma sesini bile duydum.

"N-ne taşı dedin?"

Ay alemsin şekerim. Bilmiyor musun?- deyip aptal yerine koymak vardı bunu.. Vicdan işte...

"Bektaşi"

"İsmini bile söyleyemiyorum. Nasıl bulayım?"

"Mesaj atarım ismini"

"Aman ne düşünürmüş beni!"

"Evet. Evet. Bekliyoruz seni. Hadi kapadım. Çabuk gel" deyip yüzüne kapadım. Oh olsun! İyi ki,eve damladı Mehmet amca.

İyi ki,dün gece kendi evime gitmek istemeyip Akselin evinde kaldım.  Ben ve süper zekam. O değil de hamilelik rolü diğer rollerden-sevgilicilik,nişanlıcılık-daha harikaymış. Resmen parmağımda oynatıyorum Akseli. Diğerlerinde böyle bir şansa sahip olamamıştım. Ama bunda resmen Akseli parmağımda oynatıyorum. Çocuk kuyu kazdı,ama kendisi kazdığı kuyuya kendisi düştü. Bir dakika! Şuan sanırım bu hikayenin kötü karekteri benim...

"Düğün tarihini almaya ne zaman gideceksiniz,kızım?"

Unutmadın mı sen onu? Vallahi biz unuttuk.

"Biz henüz konuşmadık o konuyu"

Dediğimde adamın yüzü ciddileşti. Dede olacaksın,biraz şirin gülümsesene. Ne dedesi? Fazla kaptırdım kendimi rolüme. Yıldız hastalığı..

"Öyle şey olur mu? En yakın zamanda hall edin bunu"

"tamam Mehmet amca"

Tek kaşını yukarı kaldırıp havalı göründüğünü sanıp gülümsedi.

"Aa duymayayım bir daha o sözü. Amca değil baba diyeceksin bundan sonra bana"

Ağlamak istiyorum. Akselle ilişkimizin ismi bile yokken bu adam baba diyor. BABA!
Buna karşılık gülümsedim. Ne diyeceğimi bilemedim. İmdadıma kapı sesi yetişti.

"Aksel gelmiştir" deyip kalktım. Koşarak kapıya doğru gittim. Kapıyı açtığımda yerde aldığı poşetlerin üstünde başını koyu uzanan çakma çocuğumuz çakma babasını gördüm.

Gıcık KomşumWhere stories live. Discover now