Senin doğum günün

579 23 8
                                    

"Günaydın..." Yüzüme dahi bakmıyor. Sesim uykulu olduğu için duymuyor.

"Günaydın!"

Ve hala bakmıyor. Elindeki şarkı notlarının olduğunu düşündüğüm kağıtlarda bir şeyler karalıyordu. Başımı yere eğip umutsuzca odasından çıktım. Hala affetmemişti. Beş gün! Koca bir beş gün geçti ona gerçeği söylediğimden sonra küsmesinden. Çocuklar gibi küsmüştü! Evde kalmasının tek nedeni benim zehirlenmemdi. Bazen midem bulanıyordu. Etkisi kalmıştı.

"Bu gün özel bir gün. Buna rağmen hala küs,aptal!"

Nefesimi bıkkınlıkla dışarı verip odamıza girdim. Üstümü değiştirip telefonu elime aldım.

"Melis,beş dakika daha" Onu tanımasam haline acırdım.

"Saçmalama,Can! Kalk çabuk. Bir sürü işimiz var"

"Bir şeyi çok merak ediyorum. Niye ben? Niye siz iki karı koca her organizasyonunuzda beni seçiyorsunuz? "

Çantamı elime alıp odadan çıktım. Salona girdiğimde koca'cığımın orda olduğunu gördüm. Hala o notlar vardı elinde. Hayatında istemediği kötü şeyler üst üste gelince kendini müziğe verdi beş gündür.

"O soruya henüz bir cevap bulamadım. Neyse hadi sen kalk hazırlan."

Boşboğazlığı sabah sabah üstündeydi Canın. Konuşmayı yüzüne kapatarak sonlandırmam mantıklıydı bence.

"Ben gidiyorum" Ses yok. Mimik yok. Adam gurur yapmış!

"Nereye diye sormayacaksın tabi ki dimi?" Cevap yok. Nefesi düzenli alıp veriyor.

"Beş gündür sormadığın gibi" Tepkisiz! Fazlaca tepkisiz.

"Sen bu değilsin,Aksel. Bu..bu benim sevdiğim adam değil"

Ne kadar sabrını zorlamaya çalışsam da boşunaydı.

Sinirlenmemişti. İlk kez onun bana karşı böyle davrandığının şahidi oluyordum. Onu konuşturmanın bir yolu olmalıydı. Belki de kışkırtmayı denemeliyim.

"Ne benim ne de onların hakkı var haklıyım demeye. Kabul ama bu yaptığın doğru değil. Bizim bu zamana kadar söylediğimiz onca yalanın karşısında bu ne ki?"

Elindeki kağıtları bırakıp hızla ayağa kalktı. Karşımda durdu. Ah,sonunda beş gün sonra konuşacaktı!

"Anlamıyorsun. Anlamamak istiyorsun. Beni acıtan ne babamın evlilik kararı ne de Begümün sevgilisi. Beni acıtan senin benden bir şey saklaman."

İnsanlar bencil varlıklardır. Hele de Aksel gibi karakteri olanlar. Yalnızca kendilerini düşünmeleri bencillikti. Bende Aksele benzemeye başlıyordum. Bencilleşiyordum.

"Ailelerimize de aynısını yaptık. Sakladık. Yalan söyledik. Onların doğruları duyunca nasıl üzüleceklerini bilmeden yalanları art arda sıraladık. Ben... böyle değildim. Benim yolum doğruluktu. Yalana seni tanıdığımda bulaştım,batdım. Ben yalan bir dünyadan uzak dururken,hayatımı yalanlarla şekillendirdin,Varol.."

Yutkundum. Yüzünde anlam veremediğim bir ifade vardı. İçimdekileri ona açıkca söylemem canımı acıtmıştı.

"Özür dilerim. Bataklığıma seni bulaştırmamam lazımdı en başından"

Benim kırıcı konuşmama kırılgan cevabı kalbimin sızlamasına neden olmuştu.

"Bende özür dilerim. Kırıcı konuştuğum için,ilişkilerini saklayarak güvenini kırdığım için... Barışalım mı?"

Gıcık KomşumDove le storie prendono vita. Scoprilo ora