Komşu sözü

572 25 12
                                    

Son iki gündür hayatımızın en güzel günlerini yaşıyoruz. Kendi evimizde sakin ve huzur dolu günlerimizi yaşıyoruz. Sonunda her kes bizim yalnız kalmalı olduğumuzu anlamıştı.

"Bu yara bandını yapıştırmasam peşinden ayrılmayacağım"

Sesimdeki uyarıyı ve sertliği anlamış olacak ki,kalktığı yere tekrar oturdu.

"Abartılacak bir şey yok"

"Doğru. Yok. İki gün önce elleri dert görsün bir adam tarafından nezaretde bir güzel dövüldün. Niye? Tacizci sandığı için. Ve en büyük niye? Sakinleşmen için"

"Anlık bir sinirdi. Sakinleşmeye ihtiyacım vardı"

Yara bandını takıp ondan uzaklaştım. Elimi belime koyup sohbeti pardon kavgayı devam ettim.

"Evliyiz Aksel. Sen benim bir parçamsın. O dövdüğünde sen hazz almış olabilirsin ama ben senin o halini gördüğümde endişelendim,korktum,üzüldüm"

Kavga etmek yerine konuşmak daha mantıklı tabi. Uzaktan bakıldığında oğlu arkadaşlarıyla kavga edip eve gelince annesi tarafından tembihlendikten sonra pişman olan o çocuk gibi Aksel.

"Bir daha.." ayağa kalkıp yanıma geldi. Sağ elimi sol elinin içine alıp boşta kalan elinin işaret parmağını kaldırarak konuştu.

"Üzülmek,endişelenmek,korkmak yok"

"Söz mü?" Buna emin olmadan yelkenleri suya indiremem.

"Aksel sözü"

"Bende seni üzmeyeceğime söz veriyorum. Komşu sözü"

"Komşu sözü" diye tekrarlayıp güldü. Ondan ayrılıp mutfağa gittim. Hamurlu yemeklerin hakim olduğu bir akşam bizi bekliyordu. Börekler benim eserim,yemekler Akselle takım halinde çalışarak yaptıklarımız.

Açık söylemek gerekirse,yemekler berbatdı. Kokusu garip,renkleri yemek tarifinde fotoğrafdaki gibi değildi.

"Oh,mis! Ne de güzel kokuyor burası" yüzünde eksilmeyen gülümsemesiyle mutfağa girdi Aksel. Duyduğum cümle ağzımın açık kalmasına neden olmuştu.

"Kendimizi kandırmayalım,kocacım. İkimizde zehirlenmekten ve kötü tadı olduğunu bildiğimiz anda o kadar emek verdiğimiz yemekleri atmaktan korktuğumuz için tadmadık bile"

"Börek yedik?"

"Onu ben yaptım. O sayılmıyor"

"Hay-"

Dediğimin arkasınca vereceği cevabı tahmin ettiğim için konuşmasına izin vermedim.

"Sakın hamuruna su döktüm demeyesin. O sayılmıyor. Zaten savaş meydanına dönüştürdüğün mutfağı da ben temizledim."

Beni aşağıdan yukarı süzüp ellerini cebine koyup umursamazca konuştu.

"O böreklerini de benden başkası yemeyecek zaten bu akşam"

Aklıma bu akşam gelince tezgaha yaslanıp ona baktım.

"Başarıcağız,dimi?"

"Başarıcağız. Başarmak zorundayız çünkü bu senin isteğin. İstediğin zamanda olmadı ama gecde olsa bu akşam olacak"

"Aksel,ben korkuyorum" dedim tedirgince.

"Korkma" başımı boynuna koyup kollarımı beline sardım.

"Kapı sesi!" Telaşla ayrılıp mutfağa son kez baktım. Her yer tertemiz ve tadlarından bihaber olduğumuz yemekler hazır. Her şey hazır ama bizimkiler akşam geleceklerini söylemiştiler.

Gıcık KomşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin