Yüzde elli sevgili...

1.1K 43 6
                                    

"Begüm,Azra nerde?"

Görevliler ve biz Azrayı arıyorduk. Kız bir yerlerde düşüp kalmış ola bilirdi. Begümse bizim aksimize sakindi. Akselle birlikte gidip onu sıkıştırdık. Hem biliyormuş hem de korkuyormuş gibi surat ifadesi vardı.

"Lan konuşsana. Azra nerde? Şuan başına kötü bir iş gele bilir. Konuş Begüm!"

"şey... o gitti"

"gitti mi? Nasıl? Nereye?"

Begüm çantasından kağıt çıkardı. Daha yakından baktığımda mektup'a benzediğini tespit etdim.

"Gitti işte. Oda da konuştuklarını duymuş. Bunu onlara verirsin. Deyip mektup'u elime verip gitti. Bide hep mutlu olmanızı diledi giderken"

Azra böyleydi işte. Sevgisini içinde gösteren dışarı yansıtmaya biri... Aksel mektubu alıp okudu.

"İnsan her daim mutlu olmayı ister. Hep onu mutlu edecek kişiyle yaşlanmayı ister. İster ama karşılıklı ister. Ama ben bir gün seversin diye hep karşılıksız sevdim seni. Sonra iş çıkılmaz hal aldı. Psikolojik olarak kafama taktım seni.
Olmayınca olmuyormuş işte. Melis. O iyi bir kız. Bu dünyada tek arkadaşım. Ben nişanlıcılık oyununa inanmamıştım. Hatta bu gün Melisin parmağında gördüğümde şüphelendim. İnanmamıştım. Ama bazen insan kendini körlüğe koyuyor. Aşkın gözü körmüş demişler.
Hem sen hem de o bana büyük bir fedakarlık yaptınız. Şimdi o fedakarlığı yapma sırası bende. Mutlu olun. Hoşçakalın"

---
-Zeynep
"Ya Kerem bence bunlar bir birlerini seviyorlar ama açılamıyorlar"

"onu bilmiyorum ama tek bildiğim şey bunlar birleşince çocukluk anılarını tazeliyorlar. Nişan bile oyun çıktı. Hayatı oyun sanıyorlar"

"tamam bende senin gibi kızgınım onlara. Ama bi şey yapmalıyız. Onlar bir birlerini seven ama bunu görmeyen iki kör ve şapşal aşık"

"plan ne?"

"harikasın!"

---
Benim evimde üçümüz oturuyorduk. Mutluyduk.

"Siz benim desteklediğim dizi çiftlerini bile geçtiniz ya"

Akselle bakışıp güldük. Hadi ama liseli aşık modlarına girmiştik. Eskiden olsa kavga edecek bi şey bulurduk. Aslında şimdi de bula biliriz. Ama işimize gelmiyor.

"Ben gidiyorum"
Deyip ayağa kalktı Aksel

"Nereye gidiyorsun ya? Dünki Azra olayından sonra ilk kez birlikte oturuyorduk"

"Farkındayım ama az önce Kerem aradı. Zeyneple kavga etmişler. Sesi kötü geliyordu"

"Aa Zeynep nerde peki?"

"Buraya geliyormuş sanırım"
Yok biz hiç bir zaman kavuşamayacağız. Evlenmeyeceksin diye alnıma yazılmış sanki!
Aksel kapıyı açtığında Zeynep kendini içeri atdı.

"Hah işte Zeynepte geldi"
Deyip gitti.

"Melis,pardon. Gidecek başka yerim yoktu"

"ya ne demek. Geç içeri"
Salona geçerken konuşmaya başladı.

"Geçen gün geldiğimizde söylemeye fırsat bulamadım. Vallahi içimde kalır söylemezsem. Şu Akselin boynunda ipe bağlı olan yüzüktü. Ya nişan yüzüğünüzü boynunda taşıyormuş"

Ben susması için cimcikleyecekken Begüm girdi araya. Ona anlatmıştım zaten ip meselesini. O yüzden pek şaşırmadı. Şaşırdığı  şey Zeynepin konuşma tarzıydı.

"Ee bunda ne var?"

"Nasıl bunda ne var? Ya bunlar ailelerine gösteriş için nişanlanmış rolü yaptılar ya"

Gıcık KomşumWhere stories live. Discover now