Yaşayıp göreceğiz

909 36 7
                                    

-Begüm

"Buyur baba,ne söyleyecektin bana?"

"kızım,ben abinle Melis kızıma bir yıl süre verdim evlenmeleri için. Sözümden geri dönmek istemiyorum ama ölmeden mütvetlerini görmek istiyorum"

Elimi babamın elinin üstüne koydum.

"O nasıl söz baba,ne ölmesi?"

"dünyanın işi hiç belli olmaz. Hem Aksel ne kadar hareketleriyle kızı vazgeçirmeden evlenmeleri lazım"

Ah baba.. Gerçekleri bilmiyorsun. Abim yine sana yalan söylemişti. Sende inandın. Üstelik o kadae yaratıcıydılar ki,ben bile inandım. Ama seviyorlar birbirlerini. Ordan anladım.

"Her şeyin zamanı var,babacım"

"ben şimdi evlenmelerini istiyorum"

"İstemekle olmaz ki. Onları nasıl ikna edeceksin? Sonuçta bir yıl diye anlaşmıştınız."

"Seviyorlarsa bir yılı beklemelerinin anlamı yok"

Eh be abi kıymetimi bil. Senin yalanlarının arkasını ben topluyorum!

"Ya baba,belki nişanlılık aylarını doya doya yaşamak istiyorlardır?"

"olmaz öyle şey. Yaşadılar yaşayacaklarını. Evlenecekler dediysem evlenecekler. O kadar"

"Peki. Onları nasıl ikna edeceksin?"

Babamın yüzünde aniden şeytani bir gülümseme belirdi. Kafede deüil de evde olsaydık şuan arkama bakmadan koşarak ondan uzaklaşmaya çalışırdım. Durumum o kadar feci yani.

"Planım var..."

Bize planlar kurup yalan söyleyen ikiliye bizde plan kuruyorduk. Babamın her ne kadar sahte nişandan haberi olmasa da abimlerden intikam alacaktık bizde...

-Melis

Burnumun ucunun kaşınmasıyla gözlerimi açtım. Hala Akselin kucağındaydım. Burnum yine kaşındı. Hayır şu an bize göre romantik olan bu anımızı hapşurmamla bozamam. Ama ne yazık ki,şans bize hiç bir zaman gülmüyor. Kendimi daha fazla tutamadım...

"Hapşuuğğğ"

"Ahhh! Lanet olsun!"

Melis feat Aksel-Hapşuğahlanetolsun..

Her şey bir anda gelişti. Belki bunu çoktandır arzuluyor ola bilirim yapmak için ama şimdi hiç arzulamıyordum.

"İyi misin?"

Diye sordum korkarak. Alev saçan gözlerle bana bakıyordu. Ayağa kalktı. Bende kalktım.

"Hıhı! Çok iyiyim! Hatta süperim!"

"özür dilerim"

"farkındamısın bilmiyorum ama az önce beni burnuma kafa atarak uyandırdın!"

Evet bunu ben yapmıştım. Hapşururken nasıl oldu bilmiyorum ama aniden başım yukarı kalkınca burnuna isabet etmiş. Neyse ki burnu kanamıyordu. Ama acıyordu. Sonuçta o da insan,boru değil.

"Yalnışlıkla oldu. Hem olaya iyi tarafından baksan birazcık acın geçer"

Resmen çocuğu ağlarken bak bende çikolata var ağlama diyen anneler gibi hiss ettim kendimi.
Küçümseyen bakışlarını fark edince devam ettim.

"Burnun kanamıyor?" Diyerek zorlukla gülümsedim.

"Allahım,neden ben?" Dedi burnunu tutarak. Yalnız damda kavganın da ayrı bir havası- saçmalıyorum..

Gıcık KomşumWhere stories live. Discover now