2.Bölüm • Tanzanit Ejderhası

41.3K 2.7K 645
                                    

(Merhaba arkadaşlar. Bu bölümün diğer bölümden daha iyi olduğunu düşünüyorum. Umarım keyifle okursunuz. Yorumlarınızı esirgemeyin ve eleştirebildiğiniz kadar eleştirin ki yanlışlarımı anlayıp düzeltmeye çalışayım. Hoşçakalın. İyi okumalar.)  

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Darya yeşil gözlerini açtığında kendini tozlu bir zindanın içinde buldu. Sağlam ahşaptan yapılmış kapıya öylece baktı ve kafasını koyduğu soğuk zeminden başını kaldırdı.

Taş zemin o kadar pisti ki elleri bile kirlenmişti. Saçları dağınıktı, kabarmıştı ve tozluydu. Boğazından bir öksürük koptu. Dehşete düşmüş bir şekilde gözlerini etrafında gezdirdi. Kalbi gümbürdüyordu.

Taştan duvarlarla çevrili bir zindandaydı. Zindan daracıktı, buz gibiydi. Soğuk, onun tenine ilmek ilmek işliyordu. Ayağa zorla da olsa kalkmaya çalıştı. O anda ayak bileğini saran parlak prangayı fark etti. Zincire vurulmuştu!

Ayak bileğine bağlanmış zincir, taşların arasına, yani onun asla erişmeyeceği bir yere uzanıyordu. Ayağındaki zincir uzundu; en azından hareket etmesini engellemiyordu.

Sabah olduğunu, zindanın parmak büyüklüğündeki penceresinden yansıyan ışık huzmesinden anlamıştı. Geceden beri baygın yatıyor olmalıydı.

Ensesine bir anlığına sancı girdi. Dün akşam ensesine sert bir şey vurmuşlardı, elbette ağrırdı. Bunun yanı sıra başı da ağrıyordu.

Üzerindeki yamaklıklar ile yapılmış elbisenin yeni ve etekleri biraz parçalanmıştı. Aynı zamanda zaten kirli olan elbise daha da kirlenmişti. Beni neden idam etmediler, diye bir soru attı kendine. Yoksa onun uyanmasını mı bekliyorlardı?

Bu sırada, ahşap kapının arkasından bir gürültü geldi. İrkildi ve korkuyla sanki hiç uyanmamışçasına yere uzandı. Gözlerini kapadı ve istemsizce soluklarının hızını arttırdı.

Kapı açıldı; iki erkek sesi duyuldu. Gözlerini hafifçe kıstırarak baktı. Gelenler, kahverengiye çalan koyu kızıl saçlı, parlak gri gözlü Kral Lev ve onun nedimi olan Sergei Orlov idi. Onları hep Notradiva gününde -aylık ahali ziyareti- dinlerdi, izlerdi. Daha doğrusu uzaktan bakmakla yetinirdi çünkü Tasha ve kızı Katya, öğlen yemeği saatinde kendilerini, Kral Lev'in sesini bahçenin en ön kısmından duymak istemelerinden alıkoyamazlardı.

Kral Lev siyasi gelişmeleri anlatır ve koruması Sergei ise onun benliğini tatmin etmek istercesine, "Evet kralım, çok iyi düşünmüşsünüz." "Ah kralım, ne kadar zekisiniz." gibi şeyler söylerdi.

Darya'nın aklına bunlar geldiğinde, gülümsememek için kendini zor tuttu. Kıstırmış gözlerini hemen kapattı ve hiç hareket etmemeye başladı. Hareket ederse uyandığını anlayabilirlerdi.

Gözlerinin önüne Lev'in uzunca boyu, dalgalı saçları, kaslı ve yapılı vücudu geldi.

Birden içini yeniden o tanıdık duygu kapladı. Korku...

YÜKSELİŞWhere stories live. Discover now