27.Bölüm • Yeminli Koruyucu

18.2K 1.6K 213
                                    

Bölüm, diğerleri gibi biraz kısa oldu. Ama epey hızlı yüklüyorum bölümleri. Daha dün akşam yeni bölüm eklemiştim. Fazla bekletmeyi sevmiyorum da. Umarım keyifle okursunuz. Beğenmediğiniz, eksik bulduğunuz kısımları lütfen söyleyin. Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin. Görüşmek üzere.  💞💞

Günün sonunda Darya, bitkin düşmüş bir halde gri kayaya oturdu ve alnındaki terlerin kurumasını bekledi

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.


Günün sonunda Darya, bitkin düşmüş bir halde gri kayaya oturdu ve alnındaki terlerin kurumasını bekledi. Bugünlük talimin sonuna gelmişti. Kar epey yağıyordu ancak hava koşulları hiçbir şeye engel değildi; ne dövüşmeye, ne de terlemeye.

Parmak uçları donsa bile aldırış etmedi. O sıcak yatağa eninde sonunda ulaşacaktı.

Kral Lev ile öğrenmek fena sayılmazdı. Darya bazen onunla inatlaşıyor, dediklerini yapmıyor, bunun sonu ise Lev'in öfkeli bakışları ile son buluyordu.

Saraydaki köle insanlar, Darya'ya karşı büyük bir kin besliyordu. Haksız da sayılmazlardı. Kendi türlerinden bir insanın farklı bir yaşam standartına göre yaşaması yeşilleri deli ediyordu. Darya bunu anlayabiliyordu.

Şimdi aklında, burada durup ağabeyini beklemek vardı. Tehlikeliydi ve bu işe bulaşmıştı. Eninde sonunda yüzleşeceklerdi, bunu Darya istiyordu. Sorularının cevabını almak istiyordu.

Yavaş yavaş karanlık çöküyordu. Semada müphem yıldızlar ve bulutların arasından sırıtan bir dolunay vardı. Beyazımsı dolunay, gökyüzüne bir aksesuar gibi yerleşmişti.

Kral Lev oturduğu yerden, cilalı çizmesinin ucuyla yerdeki karı deşti. "Gidelim."

Darya afalladı. En olmadık zamanda birlikte gidesi gelmişti. Planlarının suya düşmesini istemiyordu. Mutlaka Pjotr ile görüşmeliydi. "E-efendim..." Ne bahane uydursam daha inandırıcı olur, diye düşünüyordu. "Sizinle birlikte gidince saraydaki insanlar bana kin besliyor. Lütfen mazur görün," dedi. En azından bu bahane işlevini kaybetmemiş gibi görünüyordu.

Kral Lev'in ilk başta çenesi kasılsa da sonradan aldırış etmedi. "Öyle olsun, Evpraksiya," dedi ve oturduğu kayadan kalktı, kalabalığın arasından ilerledi.

Darya kılıcını, kahverengi deri kemerindeki sade kına soktu ve ağaçların yoğun olduğu bölgeye ilerledi. Kocaman bir çınar ağacının arkasına sokulup herkesin gitmesini bekledi. Ya Pjotr onun burada olduğunu ya bilemezse ne olacaktı? Ya da gelmezse? O zaman ne olurdu?

Hayal kırıklığı Darya'nın tüm bedenini sarıp sarmalar, ardından onu tüm soru işaretleri ile baş başa bırakırdı. Soru işaretlerinden ziyade onu görmek istiyor gibiydi. O ağabeyiydi ve onu görmek istiyordu. Her ne kadar bunu kendine söylemek istemese bile...

Ayak sesleri kesildiğinde çınar ağacının arkasından çıktı ve göz ucu ile etrafa baktı. Tek bir insan tanesi bile olmadığını anladığında, ağaçların sık olmadığı –hatta hiç olmadığı- kayalıklı bölgeye gitti. Hava gittikçe soğuyor, yağan kar şiddetini arttırıyordu. Alacakaranlık yerini yavaş yavaş zifiri karanlığa bırakıyordu. Darya'nın elinde bir meşale bile yoktu.

YÜKSELİŞTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang