4| KORKULUK

6.7K 436 126
                                    

Bölüm şarkısı: Diary Of Dreams - She And Her Darkness.

Keyifli okumalar.

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Küçüklüğümde, dedemin bahçesindeki çimlere uzanır ve olabildiğince geniş gökyüzündeki yıldızlara bakarak onlara parmaklarımı uzatır, hayali yollar çizerek şekiller oluştururdum. Yıldızları bir parmak hareketiyle birbirlerine bağlardım. Bir bulmaca gibi olurdu bu ancak her zaman başladığım yıldızı kaybederdim. Hiçbir zaman umutsuzluğa kapılan bir insan değildim ben, sonucu ne olursa olsun her zaman bir şeyleri yapan taraftım. Pes etmek lügatımda yoktu ve usanmadan devam ederdim bu oyuna. Sonra yine yıldızları birleştirerek şekiller oluşturduğum bir gecede babam yanıma oturdu ve beni kutup yıldızıyla tanıştırdı. Bu yıldız, öyle parlak ve görkemliydi ki aklıma dahiyane bir fikir gelmişti o zamanlar. O geceden sonraki bütün yıldız birleştirmelerimde başlangıç olarak kutup yıldızını kullanmaya başlamıştım ve birleştirdiğım yıldızları sonunda ilk noktaya getirebiliyordum. Başladığı gibi bitirmek, bu benim kuralımdı.

Bulunduğum boyutu bir yıldız kümesi olarak düşünürsek ve karmaşıklığına bakılırsa bulmaca olarak da değerlendirilebilecek bu boyutta yapmam gereken tek bir şey kalıyordu. En parlak ve görkemli yıldızı bul ve parçaları yavaş yavaş birleştirerek ilerle, sonra tekrar başladığın yere, en parlak yıldıza dön ve ışığını sonsuza dek söndür. Kaleyi içten fethetmek diye buna deniyor olmalıydı. Nedense içimden bir his, buradan hiç geri dönemeyeceğimi söylüyordu, istisnalar dışında. O hisse güvenmek istemiyordum, buradan olabildiğince çabuk gitmek istiyordum. İnanmak başarmanın yarısıdır derlerdi, oysa ben şu an neye inanacağımı bilmiyordum dolayısıyla başarmak bana çok uzak gibi görünüyordu.

Bulunduğum konum, tavandan yere kadar uzanan geniş bir pencerenin yanıydı. Akşam çoktan çökmüştü ve gökyüzünde son dördün evresinde ay vardı. Her şey aynı gibiydi, dünya; ayak bastığım bu yerlerin her bir santimi, içime çektiğim hava, tenime değen rüzgâr eskisi gibiydi ancak ben farklı hissediyordum. Efzalen boyut değiştirdiğim hakkında bir şeyler söylemişti fakat bu bana o kadar uçuk geliyordu ki bir türlü inanamıyordum. Kutsal kitaplarda farklı birçok alem olduğundan bahsedilirdi, sadece insanlar onları göremezdi veya onlardan bazıları da bizi göremezdi. Hiçbir varlık doğrudan birbirleriyle ilişki kuramazdı. En azından farklı boyutlarla ilgili bildiğim bir şeyler vardı ancak bunların ne kadarı doğruydu? Evrende yalnız olmadığımıza her zaman inanmıştım ama şimdi burada, karşımda gördüğüm iki iri adam benim nutkumun tutulmasına neden oluyordu. Kutsal kitapta yazılanlar doğruydu, yanlış olan benim onları görmem, hissetmem ve dokunabilmemdi. Tamam, dokunma kısmı tam olarak doğru olmayabilirdi ancak diğerleri kesinlikle yanlıştı.

Ortamda derin bir sessizlik vardı. İkisinin de bakışlarını yüzümde duyumsayabiliyordum ve bu, sanki kafamda bir hedef tahtası taşıyormuş hissiyatı veriyordu bana. Huzursuz ve korku doluydu kalbimin atışları. Ne olacağını ve ne yapacağımı bilmiyordum. Karşımdaki adam annemi öldürmüştü. Annem... Boğazımda çözümü mümkün olmayan bir düğümlenme hissettiğimde başımı yeniden geniş pencereden gökyüzüne çevirdim. Yıldızlar ve gökyüzü bu gece ayın ışıltısı yüzünden aşırı parlak ve net gözüküyordu. Onun aksine ben pis ve kirliydim. Eğer dünya aynı dünya ise, kesinlikle buradaki en istenmeyen şey ben gibiydim.

SİYAHIN BİR HİSSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin