18| KIZIL SERÇE

1.6K 157 235
                                    



Bölüm şarkısı: Davy Jones - Fialeja.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz! (Çokça kalp.)

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


***

Bazen kelimeler somut şekillere, canlı varlıklara bürünebilirdi.

Örneğin; sizi yakanızdan tutup sarsacak, saçlarınızda dolaşarak sizi okşayacak, kaba kuvvet uygulayarak yüzünüze hızla inen can yakıcı tokata sahip bir el olabilirdi. Kelimeler o kadar gerçekçi olabilirdi ki buna şaşardınız. Bir silah olup sizi vurabilirdi. İki saniye öncesinde yaşıyorum sandığınız bu hayatta, söylenilen her kelimeyle vurulup iki saniye sonrasında ölebilirdiniz.

Afarel Meredith Rovlet'in kelimeleri bana her zaman gövdesi dikenlerle kaplı gülleri anımsatırdı. Kurduğu cümlenin bir bütün olarak görüntüsü çoğunlukla kusursuzdu ancak kelimeleri o gülün dikenleriydi, sivri ve can yakıcıydı.

Dudaklarından dökülen güven dolu kelimeler bile beni bu adım attığım yeni kararımdan korkutuyordu. Bana gerçekten güveniyor muydu? Yanımda koşulsuz bir şekilde duracak mıydı sahiden?

Üzerimdeki şaşkınlığa rağmen mahçup bir şekilde gülümsedim. "Teşekkür ederim..." diye mırıldandım gerçekten minnetle. Güç, Meredith'ti. Güç, bendim. Güç, ikimizdik.

"Her söylenileni dinlemeyerek birbirinize uyum sağlamanız ne kadar hoş." Dikkatim bu sözleri üzerine Ole'ye kaydı. Leyna'ya ve Farya'ya gülümseyerek bakıyordu. Onlardan haz etmediği belliydi. Leyna'nın söylediğim her söze olan itirazı benim de hiç hoşuma gitmiyordu ancak onun bunu neden yaptığını çok iyi biliyordum, oğlunun benim gibi bir kızla evlenecek olması onun bu dünyada istediği en son şeydi, şimdi evleneceği o kıza yönetebileceği çok büyük bir güç verilecekti. Leyna onu ezip geçmemden çekiniyordu, belki de her şeyini kaybetmekten...

Oysa benim savaşımın, tüm bu çabalarımın onunla hiçbir alakası yoktu.

"O halde geleceğin en güçlü kraliçesine!" diyerek bardağında oldukça azalmış olan şampanyayı kaldırdı Efrah havaya doğru. Yüzünde, kutlamayla alakası olmayan, adeta beni üşüten buz gibi gergin bir ifade vardı. Tüm bu güce sahip olmayı istemem onu neden bu denli düşündürmüştü anlayamıyordum.

Meredith, Efrah'a gözlerini kısarak bakarken bir yandan da kadehine uzanmıştı. "Çok yaşa geleceğin kraliçesi..." diyerek kadehini havaya kaldırdığında istemsizce dudağımın kenarı yukarıya doğru kıvrıldı. Meredith'in ardından tüm masa -Leyna hariç- bu kadeh kaldırma merasimine birer birer katıldığında, masadaki gergin havanın dağılması beni rahatlatmıştı. Şampanya boğazımdan hafif bir yanma bırakarak kayarken dudaklarımda hâlâ gülümsemem duruyordu.

Meredith'in az önce söylediği o söz bozuk bir plak gibi sürekli hafızamda tekrarlıyordu... Alkolün verdiği rehavete kapılan vücudum da düşüncelerimle birlikte rahatlamıştı. Balo salonunda bir sürü tür dans ediyor, kahkahalar atıyordu. Akademinin yeni öğrencilerinin bulunduğu masa bizden bir hayli uzaktaydı ancak oradan da şen kahkahalar yükseliyordu. Belki de o masadakilerle bundan sonra arkadaş olacaktım, sonuçta ben de akademinin bir öğrencisiydim yarından itibaren.

SİYAHIN BİR HİSSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin