Bölüm 18 = Patlama

3.9K 205 56
                                    

Selim sırt üstü yere düştüğü gibi bir anlığına gözleri karardı. Kulaklarında ki çınlama ve bedeninde hissettiği baskı kaskatı kesilmesine neden olmuştu.

Burnuna metalik duman kokusu geldi. Kulağındaki çınlama onu deli ediyordu. Bunun geçmesi için şuan her şeyi yapabilirdi çünkü çınlama beyninde yankılanıyordu. Tek hatırladığı şey ise kendi aracına doğru dümdüz giderken sol tarafında meydana gelen patlama ile sağa doğru fırlayışıydı.

Gözlerini güç bela aralayıp etrafını kaplayan dumana baktı. Ardından kendisini sırt üstü çevirip bedenine herhangi bir şeyin parçalarının saplanıp saplanmadığını kontrol etmeye çalışsa da aklına birden Cem'in hemen ardında olduğu geldi. Yattığı yerden doğrularak etrafında başka bir bedenin olup olmadığına baktı. Barın girişindeki merdivenlerde bir beden yatıyordu.

Patlama sebebi ile ara sokaktaki tüm lambalarda sönmüş sadece barın içinden gelen ışık ve arkalarında kalan binaların ışıkları birazda olsa aydınlatıyordu sokağı, fakat Cem'i yanan aracın alevlerinin etrafa yaydığı ışıktan görmeyi başarabilmişti.

Sürünerek ona doğru giderken kulaklarında ki çınlama azda olsa azalmış yerini uğultu almıştı. Tam o sırada araçtan küçükte olsa bir patlama daha meydana geldi.

Selim bu ikinci patlamada birazcık sarsılsa da pes etmeye niyeti yoktu.

"Cem?" diyerek dizlerinin üstüne kalktı ve emekleyerek ona doğru ilerledi. Sarışın oğlanın saçları tamamen kil ve toz içinde kalmıştı. Ona yaklaştıkça yerlerdeki cam parçaları ellerine batıyordu. Büyük ihtimal araçların camları veya barın pencereleri patlamıştı.

Selim, Cem'in yanına vardığında barın kapısı açılmış millet akın akın dışarı kaçıyordu. Selim hızla Cem'in başına siper oldu ki kimse bir anlık panikle oğlana zarar vermesin.

Kulağında ki uğultunun yerini yavaş yavaş milletin bağırışları ve çığlıkları alırken Selim sol koluyla onun başına siper olup sağ eli ile de boynundaki atar damardan nabzının olup olmadığına baktı.

Nabzı atıyordu.

"Çok şükür" diyerek içinde tuttuğunu bile farkında olmadığı soluğunu Cem'in yüzüne bıraktı.

"Hey komiser iyi misin?" diye sordu bir ses kendisine sanki çok uzaktan. Fakat birisi onu Cem'in üstünden almaya çalıştığında sesin uzaktan değil de aslında tama da dibinden gelmesine rağmen net duymadığını fark etti.

"Nabzı atıyor ama ambulans çağırın" dedi Selim sadece kendisini kimin dürttüğünü bile bakamadan.

"Sen nasılsın" diye sordu aynı ses tekrardan.

"Benim bir şeyim yok ama acil ambulans.."

Kendisi ile konuşan kişi kendisini Cem'in üstünden alıp sırt üstü yatırınca Selim doğrulmaya çalıştı.

"Hayır hayır yatman lazım" dedi Efe olduğunu çeketi'nin asker kamuflaşından tanıyarak anladı.

Selim inatla doğrulup elleri ile Cem'in bedenine dokunarak herhangi bir parçanın batıp batmadığını kontrol etti.

Serhatta elinde telefon Cem'in başında durmuş hararetle bir şeyler konuşurken Selim herkese ve her şeye kulak tıkamış sadece Cem'i kontrol ediyordu. İçi tamamen panik ve korkuyla dolmuş karşısında bilinçsizce yatan bedenin herhangi bir hasar alıp almadığını kontrol etmek dışında hiç bir şey düşünemiyordu.

Beyni sadece Cem'e odaklanmış gibiydi. Bilincini kazandıkça kendi bedeninde yavaştan hissetmeye başladığı ağrıların hepsi önemsizdi.

Selim Cem'in bedeninde ciddi bir hasarın olmadığını anladığı an oğlanın yüzünü avuçlarının arasına alıp tekrar ve tekrar ismini sayıkladı.

Tehlikeli Sular BxB (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now