Bölüm 67 = Final

3.5K 167 80
                                    

galatafeneri bu bölüm sana gelsin :)

Cem sabaha karşı eve geldiğinde Selim'i elinde kitabıyla koltukta uyuya kalmış olduğunu görüp yorgunlukla gülümsedi.

Bacağında ki sargıyı geçen hafta çıkarmış olsalar da hala ağrıdığı için onu bir yastık ile desteklemişti.

Cem derin bir iç çekti. Selim sürekli evde oturduğu için sıkılıyordu ki onu bu konuda anlaya biliyordu. Ne kadar iş ile ilgili sürekli Amir'ini sıkıştırsa da Cem aslında Üvey babasının ona bilerek evrak işi vermediğini biliyordu. Selim'in bedeni ile birlikte kafasının da dinlenmesini istiyordu ki o konuda kesinlikle haklıydı da.

Çantasını şifonyere bırakıp Selim'e doğru yürüyüp elindeki kitabı alıp sehpanın üstündeki ayracı kaldığı sayfaya yerleştirip masaya koydu. Selim'in açılan üstünü örtüp salondan sessizce ayrıldı.

Odasında ki banyoya gidip duş aldı ve tüm gecenin yorgunluğunu bir miktarda olsa üstünden atıp pijamalarını giyerek yatmaya hazırlandı. Bu gece de ilaçlarını almadan yatamayacağını bildiğinden sessizce mutfağa yürüdü.

Son birkaç yıldır yaşadığı baba sorunlarının üstüne birde öldürdüğü eski sevgili sorunu eklenince Cem de kayış bir yerden sonra iyiden iyiye kopmuştu. 

Çıplak ayakları ile mutfağa gidip dolabı açtı. Dolabın içinde istiflediği ilaçlarından bir kaç adetini haznelerinden çıkartıp avucunda toplarken, arkadan kendisine sarılan bedenle irkildi. 

Başını geriye yasladığında Selim'in dudaklarını saçlarının arasında hissedip gülümsedi. "Benmi uyandırdım seni, özür dilerim."

Selim kollarıyla onu sıkı sıkıya sararken "Hayır bebeğim sen uyandırmadın beni, zaten yarı uyanık sayılırdım. Bu aralar yine uyumakta zorlanıyorum" dediğinde Cem ona "Fazla kitap okumaktan olmasın o?" diye sordu kollarının arasında ona doğru dönerken.

İkili loş ışıkta birbirlerine bakarken "İş nasıldı?" diye sordu Selim Cem'in ela gözlerinin içinde kaybolmak isteyerek.

Onu kaybetme veya ona birşey olacak korkusu o kaçırıldığı an tüm bedenini ele geçirmişti. Ne kadar şuan onun güvende ve sağlıklı bir şekilde yanında olduğunu bilse de Cem'in güvenliği onun için büyük bir takıntı haline gelmişti. Ne kadar kendisi şuan onun peşine takılamıyor olsa da gizliden gizliye Cem'in daha önce karakolda hiç görmdiği birilerini takmıştı.

Amir'i sadece bir kişi yeter desede Selim tamı tamına tam 3 kişi ayarlamıştı ve bu evden çıkıp bu eve girene kadar an be an izletiyordu onu. Kendisi peşinden gidemesede, peşine adam takmadan da içi rahat etmiyordu.

Cem "Yorucu" dedi sadece ve ellerini onun beline sardı. "Ama seni görünce tüm yorgunluğum geçti."

Selim sevdiğine gülümseyip sağlıklı ayağına sağlam bir şekilde basıp onu tuttuğu belinden sıkıca kavrayarak mutfak tezgahına oturttu. Şimdi ikisi pozisyon değiştirmiş gibilerdi. Selim aşağıdan Cem yukarıdan bakıyordu.

Birbirlerine içtenlik ve aşkla bakarken Cem "Oğuz nasıl?" diye sordu.

"Annesinden dolayı hala biraz üzgün." Geçen gün tekrardan Oğuz'a Annesinin öldüğünü söylediğindeki çocuk feryad figan ağlayışları canlandı gözünde. "Ama toparlayacak. Amir'im ve eşi çocuğu tamamen kendi öz torunlarıymış gibi büyütüyorlar. Hatta onu eğitimine devam ettiği okuldan alıp daha kapsamlı ve özel bir okula yazdırmaktan bahsediyorlardı en son."

Cem "Bu onun içinde iyi olurdu aslında. Her şeye sıfırdan başlama şansı olur" dediğinde Selim başını onun göğsüne yaslayıp "Toparlayacaktır ama biraz zamana ihtiyacı var" diye mırıldandı uykulu bir şekilde.

Tehlikeli Sular BxB (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now