Bölüm 21 = Anlaşma

3.5K 180 20
                                    

Selim hastaneden çıktıkları günün akşamı Uğur'un tüm mekanlarına karakoldaki boşta olan sivil polislerin hepsini gönderdi. Her birinin tek bir görevi vardı, Uğur'u beklemek. Onu Cem'in olmadığı bir yerde tek başına kıstırmalıydı. Artık olanları az biraz öğrenmiş ve tahminde edebildiğine göre Selim içindeki öfkeyi bir yere kusmalıydı ki burada piyango tamamen Uğur'a vuruyordu.

Kızgındı. Aracın Cem içindeyken patlama ihtimalini düşündükçe daha da sinirleniyordu. Kendisine gelen istihbarata göre Uğur gerçekten de patlamayı öğrendiği an panikle mekandan çıkmış ve soluğu hastanede almıştı. Onun bu patlama ile hiç bir alakasının olmadığını anlamak çokta güç değildi aslında.

Burada geriye tek bir ihtimal kalıyordu, o da Uğur'un ailesi. Adamlar ya Cemden hoşlanmıyorlardı ya da Uğur'a göz dağı vermek için böyle bir yola başvurmuştular. Kendi kendisine kurduğu milyon tane senaryodan aklına yatan bir tek bu ikisiydi.

Bir saat önce işlettiği barlardan birine giriş yaptığını öğrenince Selim soluğu orada aldı.

Aracını mekanın otoparkına park edip indiği gibi silahını torpido gözünden alıp yerine yerleştirdi ve polis kimliğini de cebine soktu. Her ihtimale karşı hazır olmalıydı.

Aracından inip kapıya doğru yürürken kapıdaki iki güvenlikte kendisine normal bir müşteriymiş gibi başıyla selamlayıp geçmesi için yol verdiler.

Selim içeri girdiği gibi mekanda içip eğlenen çiftlere yan gözle bakarak içki servisi yapan gençlerden birinin koluna dokunup onu durdurdu. "Uğur Şahanlar nerede?"

Garson kendisine ilk etapta merakla baksa da ardından aceleyle "Kim arıyor diyeyim?" diye sordu.

"Selim bey gelmiş dersen beni kabul edecektir."

Garson elindeki tepsiyi, yanından boş tepsi ile geçen başka bir garsonun eline tutuşturup onun elindeki tepsiyi alarak barın üstüne bıraktı. Hemen yanındaki kapıyı açıp barın içine göre bir nebze daha sessiz olan koridora girdiğinde siyah mat rengine boyanmış bir kapının önünde durdu ve kapıyı bir kaç defa tıklattı.

Selim sinirden yumruk yaptığı elini gevşetmek için titretmeye başladı ama Uğur'un hemen bir kapı arkada olduğunu bilmek onu yatıştırmıyor daha da geriyordu.

İçerden hiç bir ses gelmeden garson kapıyı aralayıp "Efendim Selim bey isminde bir beyefendi geldi sizi soruyor" dediğinde içeriden gelen sesi Selim duyamadı fakat bir şeyler konuşulduğunu işitiyordu.

Garson kapıyı kapatmadan geri çekilip Selim'e "Buyurun Uğur bey sizi bekliyor" diyerek geldikleri yoldan geri gitti.

Selim kapıyı aralayıp içeri girdiğinde kapı ağzında iki takım elbiseli adamla karşılaştı ki adamların ikisi de iri yarı tiplerdi. Koruma oldukları net bir şekilde anlaşılıyordu.

Uğur oturduğu yerden kalkıp Selim'e işaret parmağını dudaklarına götürerek 'sus' işareti yaptı ve "Hoş geldin eski dostum buyur gel şöyle otur" diyerek masasının hemen karşısında ki deri koltukları işaret etti.

Selim olayı hemen anlayıp karşısında ki adamlarla göz teması kurmadan ikisinin arasından geçti. Uğur adamlarına "Misafirimle bana biraz müsaade eder misiniz beyler" dediği an ikili sessizce odadan çıkana kadar Selim buz gibi bakışlarıyla Uğur'un yüzünü inceledi. Buğday tenli kahve gözlü bakımlı biriydi. Cem'in onda ne bulduğunu görebiliyordu, yakışıklı çocuktu ve anlaşılan Cem'in yakışıklılara zaafı vardı, aksi halde bu meymenetsizle yatıp kalkacağını düşünmüyordu.

Ardlarından kapı kapandığı gibi Uğur yavaşça yutkundu. Selim'in bakışlarındaki öfkeyi görebiliyordu. "Sana yemin ediyorum Cem'in arabasına olanlarla hiç bir ilgi alakam yok."

Tehlikeli Sular BxB (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now