Bölüm 52 = Selim'in Sabrı

2.2K 164 16
                                    

2023 yılının ilk bölümünden merhaba. Hepinize tekrardan sağlıklı, mutlu, huzurlu ve bol başarılı yıllar diliyorum.

Uğur ile olan telefon konuşmasından sonra Selim ilk işi Cem'i aramak olmuştu ama ona bir türlü ulaşamamıştı. Ardından kapıda nöbet tutan polis memurunu aradığında polis arkadalarını geçirmek için aşağıya kadar indiğinden ve bir daha da gelmediğinden bahsedince Selim tüm karakolu ayağa kaldırmıştı.

Selim çelik yeleğini son bir kez daha aşağıya çekiştirip iki eliyle tuttuğu silahını mekanın arka çıkış kapısına doğrultarak derin bir nefes aldı. "Herkes hazır mı?" diye sordu kulağında ki kulaklığa.

Mahallenin dört bir yanını ekip araçları ile çevirmiştiler fakat içeri kendi ekibindekilerle girecekti. Ayşe ile Onur Oğuz'u güvenli bir yere götürmek için gittiklerinden geriye Ömer, Kerim ve Şehmuz kalmıştı.

Ekibinin tamamı hazırdı. Şehmuz onunlaydı zaten Ömer ile Kerim de aynı anda ön kapıdan gireceklerdi.

"Üç dediğimde dalıyoruz" diye fısıldadı Selim. "Bir, iki, üç" dediği an kapıya tekmeyi basıp sonuna kadar açtı ve boş koridorda seri adımlarla ilerlediler.

Buraya daha önce hiç gelmemiş olmasına rağmen düzeneğini ezberlemişti ve patronların odalarına doğru ilerlerken Uğur'u koridorda tek başına bir sandalyede oturmuş elindeki türk kahvesinden usulca yudumlarken buldu.

Az önce tekme bastığı kapıya çokta uzak değildiler yani o koca gürültüyü duymamış olması imkansızdı. Bu yaptığı veya sergilediği şey çok mantıksızdı yani.

Şehmuz da Uğur'un bu sanki hiç bir şeyden haberi yokmuş tavrına şaşırarak ondan sadece iki adım önde olan Komiserine bakıp vereceği emri bekledi.

Selim ona eliyle orada duymasını ve etrafı kolacak etmesini işaret edip silahını Uğur'un üzerinden ayırmadan adım adım ilerlerken Uğur başını kaldırıp kendisine bakarak gülümsedi. "Ooo Narkotik şubesinin göz bebeği Komiser Selim bey hazretleri de teşrif edebildiler sonunda."

Selim onun sesindeki alaycılıktan hiç hoşlanmadı. Aslı Uğur'un Cem ile gerçekten kafayı bozduğunu ve ona deliler gibi aşık olduğunu söylerken bu derece de kafayı sıyırabileceğini düşünmemişti.

Silahın namlusunu silahsız birine doğrultmak ne kadar kanun dışıda olsa Selim bir an bile tereddüt etmeden atış alanın dışına çıkartmıyordu onu. "Cem ile Zeliha nerede?" diye sordu sakince.

İçi o kadar öfkeliydi ki cevabı aldığı an onu vurmamak için zor tutacaktı büyük ihtimal kendisini.

Uğur hemen yanında ki kapıyı işaret etti. "Zelihan çok güzel kahve yapabiliyormuş doğrusu, Cem orta şekerli türk kahvesini sevdiğini söyleyince hemencecik bana da bir adet yapıverdi sağolsun."

Selim sinirle yutkundu. "Seni şerefsiz piç."

Uğur'un yüzündeki gülümseme daha da yayıldı. "Bu iltifatını neye borçluyum diyeceğim ama sanırım sebebini gayet iyi biliyorum" derken kahveden geriye kalanı da içip ayağa kalktı ve bardağı oturduğu sandalyenin üstüne tabağı ile beraber bıraktı.

Selim ondan bir adım uzaklaşıp silahı daha sıkı tuttu ve "Şerefsizim seni vurmak için avuçlarımın içi kaşınıyor" diye mırıldandı sadece kendilerinin duyabileceği bir şekilde.

Uğur ona sırıtarak "Beni ortadan kaldırmak tüm dertlerini gidermekten ziyade derdine dert ekler sadece" diyerek koridoru aydınlatan ışığın düğmesine basıp söndürdü.

Şehmuz hemen arkasından Komiserini korumak için bir kaç adım öne atılmıştı ki az önce duvarda var olduğunu bile fark etmediği pencerenin ardından sızan ışık ile odanın içi göründü.

Tehlikeli Sular BxB (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now