Bölüm 33 = Düğün

3.3K 175 49
                                    

Not: Bu bölümden çok bir şey beklemeyin ara geçiş bölümüdür.

Selim Cemlerin evinde düğüne uygun giyinebileceği bir şeyi olmadığından Cem'i önce pastaları kontrol etmek için pastaneye bırakmış ardından da kendi evine gidip rekor hızda hazırlanmış ve Cem'i pastaneden almak için geri dönmüştü.

Pastanenin önüne park ettiğinde Cem'i de hali hazırda dışarıda büyük bir araca basta yerleştirilirken görünce kornaya bastı.

Cem arkasındaki aracın Selim'e ait olduğunu anladığı an ona "Geliyorum" diye seslendi ve pastanın araca sağ salim yerleştirildiğini görene kadar orada bekledi. Pasta nakil aracı hareket etmeye başlayınca Cem de Selim'in arabasına binip gözünü yoldan ayırmadan "Onu takip et direk düğün salonuna gidiyor zaten" dedi.

Biraz ilerledikten sonra Selim ona "Kemerini tak" diyince Cem kemerini takmak için yana döndüğü an Selim'i görüp bir kaç saniyeliğine donup kaldı. Baştan yağa simsiyah bir takım gitmişti. İçindeki gömlek bile mat siyahtı. Arabasının vitesinde her zaman takılı olan o tespihi ilk defa elinde tutuyordu.

Cem Selim'in dün ki görünüşünü yakışıklı olarak değerlendirdiğini biliyordu ama bu sefer ona yakışıklı demek hakaret gibi filan kalırdı. Bu sefer Selim resmen televizyondaki mafya babalarına benziyordu.

"Bana bakman bittiyse artık şu kemerini takmanı öneririm."

Cem bakışlarını kaçırıp "Hiçte sana bakmıyordum" diyerek hızla kemerini taktı ve cebinden çıkarttığı telefonu ile oyalanmaya başladı ama bir gözü sürekli Selimdeydi. Şerefsiz çok karizma duruyordu. Normal onun gibilere sokakta yan gözle bile bakmazdı ama Selim'in bu hali şuan onun elini ayağını titretmeye yetiyordu.

Onun tamamen yola konsantre olduğunu fark ettiği bir anda tekrardan onu süzmeye başladı. Gömleğine pantolonunun içine soktuğu yerde bir kabarma vardı. Cem onun ne olduğunu anladığı an "Cebinde ki silah ile düğün salonuna giremezsin Selim orada kadınlar ve çocuklar olacak" dedi sinirle.

"Emniyeti kapalı merak etme."

"Ne olursa olsun silah ile içeri girmeyeceksin."

Selim "Bu benim değil senin güvenliğin için" dediği an Cem "Kimse beni orada sikmeyecek merak etme o yüzden silahın arabada kalıyor" diyerek itiraz etti.

Selim'in kaşlar anında çatıldı. "Ne biçim konuşuyorsun sen sikmeli filan."

"Senin anlayacağın dilden konuşuyorum..."

Selim ya sabır arabayı düğün salonunun otoparkına park ettiklerinde beraber araçtan inip sessizce mekana girdiler. Cem mümkün mertebede Selimden yana bakmamaya çalışıyordu. Sonuç olarak ne kadar tartışmanın galibi Cem de olsa ona bakıp kalbi heyecanlandıkça bakışlarını daha çok kaçırdı. Selimde bu durumun farkında olduğu için tel kelime etmedi.

İçeriye girdikleri gibi Cem düğün masasının yakınlarındaki bir masaya doğru el salladı. "Benim tayfa orada, eminim hepsini seveceksin."

Selim masadaki sadece iki elemanı tanıyordu. Avukat Serhat ile onun sevgilisi Efe. Diğer iki kız ile kucağında çocuk zıplatan adam ona tamamen yabancıydı.

Cem heyecanla "En yakın arkadaşım ile uyuz sevgilisi gelmemiş daha, asıl tanışmanı istediğim kişi Deniz" dedi. Cem arkadaşlarını gördüğü an ruh hali tamamen değişmişti.

İkili masaya vardıklarında Serhat "Oo barmenimizde geldiğine göre geriye bir tek toksit aşkoliklerimiz kaldı desenize" diyerek ayağa kalkıp önce Cem ile ardından da Selimle tokalaştı.

Efe oturduğu yerden kalkarken sevgilisinin kafasına bir tane geçirdi. "Ulan sadece bir saniye amına koyim, sadece bir saniye kimseye laf sokmadan duramaz mısın sen."

Tehlikeli Sular BxB (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora